 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/5510
Karar No : 1997/5784
Tarih : 15.9.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KOOPERATİF ORTAKLIĞININ TESBİTİ
- BEKLETİCİ MESELE
KARAR ÖZETİ: Davacı, davalı kooperatifin ortağı olduğunu ileri sürerek bu davayı açmış, davalı kooperatif ise,davacının ortaklıktan çıkarıldığını savunmuştur. Davacının iş bu davada iddia ettiği kesin maliyetin tespiti ile marazanın giderilmesi ve nizalı konutun tapusunun adına tescilini isteyebilmesi için, bu davada verilecek kararın kesinleşmesine kadar ortaklığını devam ettirmesi gerekir. Davacı ortağın çıkarıldığı ve buna ilişkin iptal davasının devam ettiği dosya içeriğinden anlaşılmasına göre, bu davanın sonucu beklenmeli ve bu sonuç çerçevesinde iş bu davanın karara bağlanması gereklidir.
(1163 s.Koop.K.m.16,27)
(1086 s.HUMK.m.45,187/5)
Taraflar arasındaki davadan dolayı (Adana Asliye Ticaret Mahkemesi)nce verilen 26.3.1997 tarih ve 646-187 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalı kooperatifçe yapılıp, müvekkile tahsis edilen dairenin kesin maliyet hesabının yapılıp 75.000.000 TL olduğunun bildirilmesine rağmen, bilahare keşide edilen 2. ihtarname ile aynı dairenin maliyetinin 922.274.361-TL olduğunun bildirildiğinin, aradaki fahiş fark nedeniyle ihtarname ile itiraz edilmesine rağmen ihtarnamenin kasten süreyi geçirmek için yönetim kurulunca alınmadığını, ikinci itiraz dilekçesinin de dikkate alınmadığını, bu şekilde afaki olarak kendisinden kesin hesap farkı istendiğini ileri sürerek, inşaatın yıllara göre kesin maliyetinin tespiti ve muarazanın giderilmesini, dairenin adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kooperatif konutlarının kesin maliyetinin saptanması prosedürünün ana sözleşmenin 61. maddesinde gösterildiğini ve yönetim kurulunca yapılan işlemlerde bir usulsüzlük olmadığını, davacının borçlarını ödememek için dava yoluna başvurduğunu, 20.7.1996 tarihli genel kurulda davacının ihraç edildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; toplanan kanıtlara göre, kooperatif yönetim kurulunun ana-sözleşme uyarınca konutların maliyet hesaplarını çıkardığı, davacının itirazı üzerine yine ikinci bir inceleme ve hesaplama yaptırıldığı ve bu hesaba göre üyelerde ödeme isteminde bulunduğu, izlenen yöntemde bir usulsüzlük olmadığı esasen hesaplamanın genel kurulda oylandığı ve davacının genel kurula katılıp karara muhalif kaldığını belgeleyemediği dolayısıyla böyle bir dava açmasının hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı Muzaffer vekili, müvekkilinin, davalı kooperatif ortağı olduğunu ileri sürerek, işbu davayı açmış bulunmaktadır. Davalı kooperatif ise,davacının ortaklıktan çıkarıldığını savunmuş ve bu hususa temyiz cevap dilekçesinde dahi değinmiştir.
Davacının, işbu davada iddia ettiği kesin maliyetin tespiti ile muarazanın giderilmesi ve 5 nolu konutun tapusunun adına tescilini isteyebilmesi için, bu davada verilecek kararın kesinleşmesine kadar ortaklığını devam ettirmesi gerekir. Davacı ortağın çıkarıldığı ve buna ilişkin iptal davasının devam ettiği dosya içeriğinden anlaşılmasına göre, bu davanın sonucu beklenmesi ve bu sonuç çerçevesinde işbu davanın karara bağlanması gerekirken, bu hususun gözden uzak tutulması doğru görülmemiş ve yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının (BOZULMASINA), bozma gerekçesine göre davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.9.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.