 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/4863
Karar No : 1997/5153
Tarih : 26.6.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KASKO SİGORTASI
- HASAR TAZMİNATI
- SATIŞIN HARİCEN YAPILMASI VE SİGORTACIYA BİLDİRİLMEMESİ
- ARACIN TEK SÜRÜCÜ TARAFINDAN KULLANILMASI
- TEK SÜRÜCÜ İNDİRİMİ
ÖZETİ :Sözleşmenin yapılmasından sonra aracın sözleşmede belirtilen kullanış tarzı sigortacının muvafakatı alınmadan değiştirilmişse sigortalıya sözleşmeyi fesih hakkı tanınmıştır. Sözleşmeyi fesih hakkını kullanmadan olay gerçekleşmişse sigortacının tazminatı tahakkuk ettirilen prim ile tahakkuk ettirilmesi gereken prim aracındaki orana göre (propozisyon) ödeneceği hükme bağlanmış olup, buna göre tazminattan indirim yapılmalıdır.
Kadir G... ile H... Sigorta A.Ş. arasındaki davadan dolayı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21.11.1996 gün 56-703 sayılı hükmü onayan dairenin 15.4.1997 gün ve l369-2836 sayılı ilamı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği düşünüldü:
Davacı vekili, davalı: şirket nezdinde kasko sigortalı müvekkiline ait aracın iki kez kaza yapmasına rağmen hasar ödenmediğini ileri sürerek, ilk kaza, için (76.940.000) TL, ikinci kaza için , (138.000,000) TL. tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sigortalı : aracın dava; dışı Emin K...'e haricen satılmış olup, menfaat değişikliği nedeniyle poliçenin münfesih sayıldığını, kaldı ki, tek sürücü indirimi ile poliçe
düzenlendiğinden tazminattan bu oranda indirim yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar dairemizin 15.4.1997 tarih 1997/1369-2836 sayılı ilamı ile onanmıştır.
Davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve dosyaya ibraz edilen tarihsiz ve davalı sigorta şirketine hitaben yazılan bildirimde araç satışının kesin olarak yapıldığı bildirilmemiş, olup, satış keyfiyeti alıcının takdirine bırakılmış bulunmasına, kaldı ki 2918 sayılı Yasanın 20 nci maddesinde emredici bir şekilde öngörülen biçimde satışın yapıldığı da belgelenmemiş bulunmasına göre, davalı sigorta vekilinin mülkiyet ve dolayısı ile menfaat değişikliğine, ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Ne varki, taraflar arasındaki akdi ilişkinin genel ve özel şartlarını belgeleyen kasko sigortası poliçesinin; özel şartlarını oluşturan ön yüzünde { indirimler), hanesinde sigortalı
aracın tek sürücü tarafından kullanılacağı davacı sigorta ettiren, tarafından bildirilmiş olması sebebiyle aracın kullanılmış şekline ilişkin bu bildirim dolayısı ile primden %12,5 oranında indirim yapıldığı, anlaşılmaktadır.
Ancak, davacının sözleşmenin kuruluş aşamasındaki bu bildirimine sözleşmenin devamı yani sigorta süresi içinde uymadığı ve aracı bir başkasına kullanıldığı her iki rizikonun da bu sırada oluştuğu çekişmesiz bulunmaktadır. Nitekim davalı sigortacı vekili de bu hususa dayanarak poliçe genel şartlarının 3.3 maddesine dayanarak sigorta tazminatından tahakkuk ettirilen prim ile tahakkuk ettirilmesi gereken prim arasındaki oran çerçevesinde indirim yapılması gerektiğini savunmaktadır.
Gerçekten de TTK.nün 1291 nci maddesinin özel bir düzenlemesi olan anılan poliçe genel şartlarının C.3 maddesinin ilk fıkrasında sözleşmenin yapılmasından sonra aracın poliçede
belirtilen kullanış tarzı sigortacının muvafakati alınmadan değiştirilmesi halinde sigortacıya sözleşmeyi fesih hakkı tanınmış, aynı genel şartların 3.3. maddesinde ise, sigortacının
sözleşmeyi daha ağır şartlarda yapmasını gerektiren hallerde fesihten önce riziko gerçekleşmiş ise, sigortacının tazminatı tahakkuk ettirilen prim ile tahakkuk ettirilmesi gereken prim aracındaki orana göre (proporsiyon) ödeneceği hükme bağlanmış bulunmaktadır.
Mahkemece, bu savunma yukarıda değinilen yasa ve poliçe özel ve genel şartları bakımından incelenip, değerlendirilmeden hüküm kurulmuş olmadı isabetsiz görülmekle davalı sigortacı vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarının reddine, ancak (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalı sigortacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulüyle kararın onanmasına ilişkin Dairemizin 15.4.1997 gün ve 1997/1369-2836 sayılı kararının kaldırılarak hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının isteği halinde karar düzeltme, isteyene iadesine, 26.6.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.