Hukuki.NET

T.C. 
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/3281
Karar No : 1997/9352
Tarih : 18.12.1997

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Beyoğlu Asliye 2. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 21.2.1997 tarih ve 90-42 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için tayin edilen 21.10.1997 tarihinde davacı banka avukatı N.A., H.Ç. vs avukatı C. T. ile davalılardan Bağfaş ve avukatları V.B. ve H.B. gelip, diğer davalı Ç. Seramik avukatı 21.10.1997 tarihli bir telgraf göndererek mazereti nedeni ile duruşmaya katılamayacağından duruşmanın talikini istediği anlaşıldı. İstem yerinde görülmeyerek duruşmaya devam olunarak hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
 
KARAR : Davacılar, asıl dava ve birleştirilen davalarda B. Gübre Sanayi A.Ş.nin (BAĞFAŞ) A grubu imtiyazlı pay sahibi ortaklarından olduklarını, kayıtlı sermaye sistemine tabi ve halka açık şirket olan BAĞFAŞ'ın 11.12.1995 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında, şirketin sermaye tavannın iki yüz milyar TL'den iki trilyon TL'ye yükseltilmesine karar verildiğini, bu nedenle anasözleşmenin 7. maddesinin tadiline ilişkin genel kurul kararının, yine anasözleşmenin 31. maddesi gereğince A grubu imtiyazlı pay sahipleri özel toplantısında görüşüldüğünü, bu madde gereğince A grubu hisse senedi sahiplerinin sahip oldukları imtiyaz haklarını ihlal eden genel kurul kararları ile esas mukavele değişikliklerinin A grubu hisse senedi sahiplerinin yapacakları özel toplantıda 3/4 ekseriyetle alınacak bir karar ile anasözleşme değişikliğinin tasdik edilmesi gerektiğini, oysa 11.12.1995 tarihinde yapılan A grubu imtiyazlı pay sahipleri özel toplantısında alınan kararın bu ekseriyet sağlanmadan alındığını, bu kararın yasa ve anasözleşmeye aykırı olduğunu, ayrıca usulüne uygun olarak tasdik edilmeyen genel kurul kararının da geçersiz olduğunu ileri sürerek, 11.12.1995 tarihli A grubu imtiyazlı pay sahipleri özel toplantısında alınan kararın ve aynı tarihli genel kurul kararının iptalini talep ve dava etmişlerdir.
Davalılar, esas itibariyle savunmalarında; sermaye artırımının zorunlu hale geldiğini, BAĞFAŞ'ın 1991 yılında kayıtlı sermaye sistemine geçtiğini, bu geçişten sonra sermaye tavanının sonraki yükseltilmelerinde imtiyazlı hissedarların yeniden onayının alınmasına gerek bulunmadığını, anasözleşmenin 31. maddesine göre imtiyazları ihlal etmeyen anasözleşme değişikliklerinin imtiyazlı pay sahiplerince onayının zorunlu olmadığını, imtiyazlı pay sahipleri toplantısında alınan kararın iptali isteminin yasal dayanaktan yoksun bulunduğu ve bir anlamda dava hakkının kötüye kullanılmasını oluşturduğu gerekçesiyle, davalı F.L.nin davadan önce ölmüş bulunması ve davalı N..nin A grubu hissedar olmadığından, bu davalılar yönünden davanın husumetten reddine diğer davalılar hakkındaki asıl ve birleştirilen davaların esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekilleri temyiz etmişlerdir.
Davalı anonim ortaklık, Türk Ticaret Kanunu'nun sistemine göre kurulmuş bir anonim ortaklık olmakla beraber, sonradan 2499 sayılı Ser PK'de öngörülen kayıtlı sermaye sistemini kabul ile tavan sermayeyi 200 milyara çıkarmış ve buna ilişkin genel kurul kararı, imtiyazlı A grubu pay sahipleri, özel kurulu tarafından çoğunlukla onaylanmış ve bu suretle davalı ortaklık, SPK'ye tabi bir anonim ortaklık haline gelmiştir. Bu aşamadan sonra davalı ortaklık, tavan sermayenin tekrar artırılmasını istemiş ve 200 milyar TL'lik tavan sermaye 11.12.1995 günlü genel kurulda, 2 trilyon TL'ye çıkarılmıştır. Yeniden artırılan bu tavan sermaye kararının, imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunca onaylanıp onaylanmaması hususu, bir kısım imtiyazlı pay sahipleri ile davalı ortaklık arasında uyuşmazlık meydana getirmiş ve bunun üzerine işbu dava açılmış bulunmaktadır.
2499 sayılı SPK'nin kayıtlı sermayeye ilişkin 12. maddesinde, tavan sermayenin nasıl artırılacağına ilişkin özel bir hüküm bulunmamaktadır. Bu maddede, sadece başlangıç sermayesi ile tavan sermaye arasında, yönetim kurulu kararı ile çıkarılmış sermayenin belirlenebileceği düzenlenmiştir. Bu durumda, tavan sermayenin bir veya birden çok artırılması hususunda, anonim ortaklık genel kurulunun yetkili olduğunun kabulü gerekir. Başka bir deyişle, kayıtlı sermaye sistemini benimsemiş anonim ortaklıklarda, tavan sermayenin artırılmasında yönetim kurulu değil, genel kurul yetkilidir. Yani, kayıtlı sermaye tavanının yükseltilmesine ilişkin yetki tanınması da, bir tür sermaye artırımıdır. Ayrıca, somut olay yönünden, bu konuda yanlar arasında herhangi bir değişik görüş de yoktur.
Yanlar arasındaki uyuşmazlık, tavan sermayenin genel kurulca artırılmasından sonra bu genel kurul krarının, imtiyazlı pay sahipleri kurulunca onaylanıp onaylanmayacağı noktasında toplanmaktadır. Uygulama ve öğretideki baskın görüşe göre, Türk Ticaret Kanunu'na tabi anonim ortaklıklarda, TTK'nin 389. maddesi uyarınca, imtiyazlı pay sahipleri var ise, sermaye artırımı kararının imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edeceği karinesi kabul edildiğinden, bu pay sahiplerinin özel kurulunca onanması gerekir ve bu onama işlemi yapılmadığı takdirde de, sermaye artırımı genel kurul kararı infaz edilemez.
Ancak, kayıtlı sermayenin benimsenmiş olduğu anonim ortaklıklarda ise, TTK'nin 389. maddesinin uygulanması söz konusudeğildir. Çünkü, kayıtlı sermaye sistemi kabul edilen anonim ortaklıklarda, imtiyazlı pay sahiplerinin haklarının ihlali hali 2499 sayılı yasanın 12. maddesinin 5. fıkrasında özel bir düzenlemeye bağlı tutulmuştur. Bu fıkrada aynen,"yönetim kurulunun; imtiyazlı veya itibari değerinin üzerinde hisse senedi çıkarılması, pay sahiplerinin yeni pay almak haklarının sınırlandırılması konularında veya imtiyazlı hisse senedi sahiplerinin haklarını kısıtlayıcı nitelikte karar alabilmeleri için, esas sözleşme ile yetkili kılınması şarttır" denmektedir. Bu düzenleme biçimine göre, tavan sermayenin artırılması değli, yönetim kurulunca, başlangıç sermayesi ile tavan sermaye arasındaki artırımlarda ve anılan maddedeki hallerde imtiyazlı pay sahiplerinin haklarının ihlal edilebileceği gösterilmiştir. Öte yandan, kayıtlı sermayesistemine ilk geçişte, imtiyazlı pay sahiplerinin hakları yönünden, bu imtiyazlı pay sahiplerinin oluşturduğu özel kurulun kararına gerek olup olmadığı tartışılabilir ise de, kayıtlı sermayeye geçişten sonra tavan sermayenin her artışında, imtiyazlı pay sahiplerinin haklarının ihlali düşünülemeyeceği için, özel kurulca bir onama kararına gerek bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Kaldı ki, tavan sermayenin artırılması, fiili bir sermaye artırımı da değildir. Kayıtlı sermaye sisteminde, sermayenin fiili artılışı ise, yönetim kurulu kararı ve bunun uygulanması ile oluşacaktır. Ve bu halde, imtiyazlı pay sahiplerinin haklarının ihlali söz konusu olabilecektir. Şu halde, kayıtlı sermayede genel kurulca tavan sermayenin artırılması kararı, imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edemez. Hal böyle olunca da, imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun bir tasdikine gerek kalmaz.
Yerel mahkemece, açıklanan bu gerekçeler yönünden bir değerlendirme yapılmamış ise de, sonuç olarak yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmiş olmakla, yukarıdan beri değinilen gerekçeler ışığında, sonucu doğru bulunan kararın onanması gerekmiştir.
 
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, sonucu itibarile doğru olan yerel mahkeme kararının ONANMASINA ve davalı BAĞFAŞ vekilleri için takdir edilen 20 milyon TL duruşma vekillik ücretinin davacılardan alınarak davalı BAĞFAŞ'a verilmesine, 429.000 lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz eden davacılardan alınmasına, aşağıda yazılı fazla alınan 429.000 lira harcın isteği halinde temyiz eden davacı bankaya iadesine 18.12.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi. 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini