 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/3169
Karar No : 1997/3711
Tarih : 23.5.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara 9.Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 22.1.1997 tarih ve 1044-35 sayılı hükmün temyizen tetkiki tarar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline dava dışı Savaş Ü...'dan ciro yolu ile geçen çek bedelinin tahsili için Ankara 1.Ticaret Mahkemesi'nde çekteki imzanın hesap sahibi Rıfat D...'e ait olmadığı, çeki imzalayan davalı Hüseyin D...'in kendi şahsını borç altına sokmak amacıyla imzaladığı gerekçesiyle, davanın reddedildiğini ileri sürerek, çek bedeli 47.000.000 TL'nın reeskont faizi, %5 çek tazminatı ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin çeki vekil sıfatıyla imzaladığını, alacaktan hesap sahibi Rıfat D...'in sorumlu olduğunu, faiz oranının fahiş talep edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacıya ciro yolu ile geçen çekin hesap sahibi aleyhine açılan davada çekteki imzanın hesap sahibine ait olmadığı, dava konusu çekin davalının kendisini borç altına sokmak amacıyla verildiğinden davanın reddedildiği, bu suretle çek bedelinden davalının sorumlu olduğu ancak çekin keşide tarihi itibariyle adi alacak niteliğine dönüştüğü, davalının davadan önce temerrüde düşürülmeyip istenebilir faizin yasal faiz olacağı gerekçesiyle, 47.000.000 TL alacağın dava tarihi 14.10.1996 tarihinden itibaren %30 yasal faiziyle davalıdan tahsiline, çek tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Mahkemece, dava konusu çekin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle adi alacak niteliğine dönüştüğünden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş bulunmaktadır.
Oysa, Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre. zamanaşımına uğramış bir kambiyo senedi adi alacak senedi haline dönüşmez. Sadece taraflar arasında akdi ilişkiye dayalı davalar bakımından yazılı delil başlangıcı teşkil eder. Dava konusu çek bakımından ise, taraflar arasında akdi ilişkinin varlığına da delil sayılamaz zira davalı keşideci olmakla birlikte çekin hamiline düzenlendiği ve Savaş Ü... isimli kişi tarafından ciro yolu ile davacı Fevzi'ye intikal ettiği görülmektedir. Diğer bir deyişle çeke göre temel ilişki davacı ile dava dışı Savaş arasındadır. Nitekim dava dilekçesinde bu husus davacı tarafça da kabul edilmiştir.
Davacı çek hamili tarafından keşideci aleyhine böyle bir dava ancak TTK.nun 644 ncü maddesi koşulları çerçevesinde açılabilir. Oysa dava dilekçesinde bu yolda bir açıklama bulunmamaktadır. Kaldı ki, böyle bir iddia ile dava açılmış olsa bile davalı taraf zamanaşımı definde bulunduğu dikkate alındığında davanın bu sefer bu sebeble reddine karar verilmesi gerekirdi.
O halde yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle kabulü doğru görülmediğinden kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bendde gösterilen nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davalı yararına BOZULMASINA ve (2) numaralı bendde gösterilen nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek bulunmadığına ödedikleri temyiz peşin harçların istekleri halinde temyiz edenlere iadesine 23.5.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.