 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E:1997/2691
K:1997/3158
T:5.5.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18.12.1996 tarih ve 1052-652 sayılı hükmün temyizen tetkiki taraflar vekili tararından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı bankaya devredilen Anadolu Bankası A.Ş arasında ve davalı banka ile müvekkili arasında yapılan sözleşmeler uyarınca Bağ-Kur Sigortalılarından tahsil edilecek primlerin davacı banka adına açılacak hesapta toplanmasının kararlaştırıldığını tahsil edile primlerin sözleşmelerde öngörülen sürelerin aşılacak hesaba Bağ-Kur yasasının ek geçici b . maddesine göre davalının ayrıca faiz ödeyeceğinin hükme bağlandığını, davacı hesaplarına geç intikal ettirilen prim tahsilatlarından dolayı müvekkilin toplam 5.792.189.220 tl faiz alacağı doğduğunu ileri sürerek bu miktarın yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, istemin yerinde olmadığını, aynı alacak için hem sözleşme hem yasadan kaynaklanan mükerrer faiz istenemeyeceğini davacının global kayıtlarına değil, banka kayıtlarına itibar edilmesi gerektiğini,faize faiz istenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece verilen karar, tararların temyizi üzerine, Dairemizce davalı yararına bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak, bozma ilamı doğrultusunda ve denetime elverişli nitelikte rapor düzenlendiği gerekçesiyle 5.792.189.220 TL 'nın davalıdan tahsiline, bu miktarın 2.929.2/4.617 TL ına dava tarihi 23.12.1991 tarihinden itibaren % 30 yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyizine gelince bozma ilamına uyularak. bilirkişi kurulundan iki kez ek rapor alınmış ise de,hükme esas alınan rapor ve ek raporlar bozma gereklerine uygun düzenlenmiştir. ek raporlarda,ilk kararda belirlenen faiz miktarlarının, Yargıtay incelemesi sonunda kesinleştiği yolundaki görüş yerinde olmayıp Dairemiz bozma ilamı gerekçesine göre faiz miktarları kesinleşmemiştir. Davalı vekilinin bu yöndeki ve faizin yürütülmesine ilişkin hesap yöntemine karşı itirazları da karşılanmıştır.
Bu durumda tarafların sundukları deliller ve banka kayıtları ile gerekiyorsa davacı kurum Kayıtları üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak Dairemiz bozma kararında belirtilen ilkeler çerçevesinde alınacak rapor v e hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar vermek gerekirken,noksan incelemeye dayalı şekilde hüküm kurulmanı doğru değildir.
3-Kabule göre de,1479 sayılı yasanının ek geçici 6. maddesi uyarınca olunan faizin, ilk Karardaki miktar yönünden davalı lehine kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden kazanılmış hakkı ihlal eder şekilde, ilk karardaki miktar aşılmak suretiyle hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda l nolu bentte açıklanan. nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına, BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 5.5.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi .