 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/1706
Karar No : 1997/2221
Tarih : 31.03.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 30.12.1996 tarih ve 620-1352 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı aleyhine açtığı davada taşıma sözleşmesi nedeniyle (89.437.50) dolar karşılığı (67.526.206.88) TL alacağı olduğu hususunun kesinleştiğini yapılan icra takibi sonucu faiziyle birlikte (271.841.558) TL'nın davalıdan tahsil edildiğini, bunun (30.157.90) dolara denk düştüğünü, asıl alacağın (59.279.50) dolarlık kısmının karşılanmadığını, bunun birikmiş döviz faizinin (47.178.30) dolar olduğunu ileri sürerek, toplam (106.457.90) dolar munzam zararın fiili ödeme tarihindeki rayici üzerinden TL olarak davalıdan tahsilini, asıl alacağa dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz yürütülmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, önceki davada alacağın (TL) olarak karara bağlanması nedeniyle davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, önceki davada TL üzerinden talepte bulunulup, TL üzerinden karara bağlandığından, munzam zarar istenemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine dair karar Dairemizce bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece, bilirkişi raporu ve toplanan delillere göre, BK'nun 83'üncü maddesinin değişik 3678 sayılı yasanın geçici 1'nci maddesine göre alacaklıların BK'nun 105'inci maddesine dayanan munzam zarar talepleri saklı tutulduğu cihetle, davanın kısmen kabulüne, bilirkişi raporuyla benimsenen 59.279.50 ABD dolarının fiili ödeme tarihindeki efektif satış kuru TL'si karşılığının 3095 sayılı Yasanın (4/a) maddesi gereğince dava tarihinden itibaren değişen oranlarda döviz faizinin uygulanmasına, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yukarıda da özet olarak açıklandığı üzere, davacı taraf, munzam zararı olduğunu ileri sürerek, munzam zararı doların fiilen ödeme tarihindeki kur karşılığı olan Türk Lirasını dövize yürütülen temerrüt faizi ile birlikte istemiş bulunmaktadır. Davacının munzam zarar isteminde haklı olduğu benimsenmek suretiyle yerel mahkeme kararı, Dairemizin 19.3.1996 gün ve 8874/1886 sayılı kararı ile bozulmuş ve bu bozmaya uyularak, davacı yararına, dövizin fiili ödeme tarihindeki kur karşılığına karar verilmiştir.
Davacı, BK'nun 105'inci madesine dayanarak munzam zarara karar verilmesini istemiştir. Munzam zararın iddia ve ispatı halinde, bu istem döviz ile ilgili olsa bile, dövizin fiilen ödeme tarihindeki karşılığı değil, dava tarihindeki karşılığı olan Türk Lirasına karar vermek gerekir. Çünkü, munzam zarar, ancak Türk Lirası olarak karara bağlanabilir. Bu itibarla, BK'nun 83/3. maddesinde öngörülen kuralın öngördüğü ilke çerçevesinde karar verilmesi mümkün değildir. Yerel mahkemenin, bu ilkeyi göz ardı etmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 31.3.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.