 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/1318
Karar No : 1997/3070
Tarih : 01.05.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Kemer Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 2.7.1996 tarih ve 47-132 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 29.4.1997 gününde davacı avukatı F.İ. ile davalı avukatı A.D.P. gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin % 50 hissedarı olduğunu, şirketi temsil yetkisinin diğer ortak M. N. ile birlikte müvekkiline ait olduğunu, müvekkilinin hissedarlığı yok sayılarak ve haber dahi verilmeden 23.12.1995 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı yapılarak sermaye artırımına ilişkin karar alındığını ileri sürerek bu genel kurul toplantısının bütün sonuçlarıyla iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının şirket ortağı olmadığından bu davayı açmaya hakkı bulunmadığını, 23.12.1995 tarihli genel kurulun bütün ortakların katılımıyla yasaya uygun olarak yapıldığını ve gerekli olan sermaye arttırımı kararı alındığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemede iddia, savunma ve dosyadaki yazılı kanıtlara göre; şirket genel kurul kararının iptalinin talep edildiği ancak yasaya uygun olarak alınmış bir genel kurul kararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, şirket genel kurul kararının iptali istemiyle açılmıştır. Her şeyden önce davacının böyle bir davayı açabilmesi için şirket ortağı olması gerekir. Taraflar arasında, aynı mahkemenin 1996/2 E. sayısındaki kayıtlı dava dosyasında davacı F.Z. P.'nin şirket ortaklığı konusunda çıkan uyuşmazlık nedeniyle ortaklığın tespiti istemiyle dava açılmış ve henüz sonuçlanmıştır. İşbu davada davacının davacılık sıfatı anılan davanın sonucuna göre belli olacağından 1996/92 E. sayılı dava sonucu beklenerek bir karar verilmesi gerekirken bu hususun nazara alınmaması doğru görülmemiş, ayrıca dava konusu genel kurul kararına ilişkin tutanağın bu dosya içinde bulunmadığı da gözlenmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, 9.000.000 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 1.5.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.