 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/10680
Karar No : 1998/1277
Tarih : 2.3.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında açılan davadan dolayı Ankara 12.Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 22.10.1997 tarih ve 1111-1013 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davalıya ait malın müvekkilinin acentalığını yaptığı Alumbay gemisi ile taşındığını, 4.1.1994 tarihinde ödenmesi gereken navlun faturası bedelinin 2.6.1994 tarihinde ödendiğini, bunun üzerine kur farkından kaynaklanan faturanın davalıdan talep edildiğini ancak ödenmeyince icra takibine girişildiğini, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini ileri sürerek, (87.491.823) TL sının 28.6.1994 takip tarihinden itibaren en yüksek banka reeskont faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevabında, davacının müvekkili şirketin Hollanda uyruklu Eurovide Nederland B.V firmasına ihraç etmiş olduğu seramiklerin Türkiye'de Hollanda'ya taşınması işini yüklendiğini, gemi acentasının varış limanında Holland firmasından 2550 Hollanda Florini tutarında ek ücret talep ettiğini, bu tutarın Hollandalı alıcı tarafından davacıya ödenmesi nedeniyle fatura bedellerinden ithalatçı firmadan haksız olarak tahsil olunan miktara eşit miktarda (44.577.392) TL nın davacıya ödenmediğini, anılan tutarın Hollanda firmasına ödenmesini müteakip bakiye borcun davacıya ödenerek alacak-borç ilişkisinin sıfırlandığını, gecikmedeki kusurun davacıda olması nedeniyle kur farkı talep olunamayacağını davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma ve dosyadaki kanıtlara nazaran, davacının faturanın tanzim şekline göre alacağını o günkü döviz karşılığı olan TL üzerinden alma hakkı varken hiçbir ihtirazı kayıt koymaksızın 19.1.1994 ve 13.6.1994 günlü ödemeleri kabul ettiği artık kur farkı talep hakkı olamayacağı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, BK.nun 105 nci maddesi gereğince munzam zararın tahsili amacıyla açılmış olup, davalı şirketin navlun ücretinden ötürü 4.1.1994 günlü faturada belirtilen miktarlarda Alman Markı ve Amerikan doları olarak borçlandığı, borçlanılan dövizin ödeme tarihindeki Türk Lirası karşılığının 105.420.128 TL ye karşılık gelmesine rağmen, davalının 19.1.1994 ve 13.6.1994 tarihinde yaptığı kısmi ödemelerle borcu kapatmaya çalıştığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacının 4.1.1994 günlü fatura bedelini BK.nun 83 ncü maddesinde yapılan değişiklikten sonra döviz olarak tahsil imkanı verirken Türk Parası ile ihtirazı kayıt konulmaksızın yapmış olduğu tahsilatlar nedeniyle kur farkından kaynaklanan munzam zarar talep edemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, BK.nun 83 ncü maddesi uyarınca alacaklı yabancı para borcunun fiili ödeme günündeki, rayice göre Türk parası ile
ödenmesini isteyebileceğine, davalı ödemelerinin asıl alacağın kapatılmasına yönelik olmasına göre, davacının bakiye alacak içinde fiili ödeme tarihlerindeki rayice göre Türk lirası karşılığını istemeye hakkı bulunduğunun kabulü kaçınılmazdır
Yukarıda da belirtildiği üzere sözleşmede alacağın yabancı para ile ödenmesi kararlaştırıldığına ve davada kur farkından kaynaklanan para alacağa ilişkin bulunduğuna göre ilke olarak davacının BK.nun 105.maddesi hükmünden yararlanabileceğinin kabulü
gerekir ve kur farkından kaynaklanan bu alacak sözleşmeyle saptanan ana alacaktan neşet ettiğine göre, henüz ana alacağın dahi ödenmediği bir uyuşmazlıkta BK.nun 113.maddesinin uygulanması da düşünülemez.
O halde, mahkemece şartları oluşan davanın esasına girilerek, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 2.3.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.