 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/10530
Karar No : 1998/1104
Tarih : 23.2.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12.3.1997 tarih ve 437-75 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili banka tarafından muhtelif tarihli kredi sözleşmeleri ile iki yıldızlı otel yatırımı nedeniyle kredi kullandırıldığını, kredilerin teminatı olarak borçluya ait gayrimenkul üzerinde 3.318.051.000-TL tutarında ipotek tesis edildiğini, borçlunun ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle 8.2.1994 tarihinde ihtarname keşide edilerek 7.2.1994 tarihi itibarıyla 5.175.991.327.TL ye ulaşan banka alacağının davalıya bildirilerek, bu tarih itibariyle kredi hesabının kat edilerek tüm borcun muaccel kılındığını, ödeme yapılmaması üzerine (3.318.051.000) TL üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla, ipotek tutarını aşan banka alacağı (3.105.539.485) TL üzerinden genel haciz yoluyla takibe başlandığını, bu ikinci takibe yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %40 inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiş, 08.03.1996 günlü ıslah dilekçesiyle müvekkili bankanın işbu itirazın iptali davasını tazminat davasına dönüştürdüğünü belirterek, 11.05.1994 tarihi itibariyle (3.105.549.435 ) TL nin isleyecek %95 reeskont faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevabında, davacının hesap kat tarihi olan 7.2.1994 tarihindeki alacağının 5.175.991.327-TL olup ipoteğin paraya çevrilmesi takibinde talep olunan 3.318.051.000-TLnin düşümüyle bakiye alacağın (1.657.940.327) TL olduğu, takibe esas ana alacağında bu tutar olduğunu, hesabı kat tarihinden takip tarihine kadar isleyecek faizin temerrüt faizi olup ana paraya eklenemeyeceği aksinin faize, faiz yürütülmesi anlamın geleceğini, (07.02.1994) tarihinden itibaren asıl alacağa %95 faiz uygulanmasına itirazlarının bulunmadığını davacının davasının bunun dışındaki fazla talepleri yönü ile reddine ve bu miktar haksız talep üzerinden %40 tazminatı hükmolunmasını talep etmiştir.
Mahkemece, iddia savunma dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporuna nazaran davacı banka tarafından 7.2.1994 tarihinden hesabın kat edildiği ve bu tarih itibariyle alacağın (5.175.327.000) TL. olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı davacı bankanın gayrimenkul satış İcra Müdürlüğünde açtığı 1994/406 sayılı icra emrinde ipotekler tutarı 3.318.051.000 TL için %95.temerrüt faizi talep ettiğinden, mükerrer temerrüt
faizine meydan vermemek için asıl alacak olan (5.175.327.000) TL ye11.05.1994 takip tarihine kadar %70 akdi faiz, bakiye (1.857.940.327) TL ye de takip ve dava tarihi arası %95 temerrüt faizi hesabı yapılarak bankanın dava tarihi itibariyle (4.716.352.761) TL alacaklı olduğu. ıslah dilekçesiyle talebin (3.105.549.485) TL olduğu gerekçeleriyle bu tutarın, dava tarihi tarihinden itibaren % 64 ve değişen oranlarda reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece. davacı vekilinin talebine uygun olarak (3.105.549.485) TL nın dava tarihinden itibaren %64 ve değişen oranlarda reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline hükmolunmuş ise de. dosyaya örnekleri mübrez muhtelif tarihli kredi sözleşmelerinde temerrüt faiz oranının bankaca tesbit edilen en yüksek faiz nisbetinde uygulanacağının kararlaştırılmış bulunmasına, bankaca da bu oranın %95 olarak belirlenmesine, ve davalı tarafcada faiz oranının kabul edilmiş olmasına göre, asıl alacak tutarı (1.857.940.327) TL nin 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun'un, 2 nci maddesi uyarınca %95, bakiye alacağın %64 ve değişen oranlarda reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, taraflar arasında belirlenmiş faiz oranı haricinde tüm alacağın reeskont faiziyle birlikte tahsiline hükmolunması doğru olmamış ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine 23.2.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.