 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/10126
Karar No : 1998/542
Tarih : 9.2.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.9.1997 tarih ve 597-369 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili iki ihale bedeli arasındaki fark nedeniyle oluşan 1.033.875.696 TL davacı zararının 5.4.1995 temerrüt tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya duruşma günü 7201 sayılı Yasanın 35.maddesine göre tebliğ edilmiş davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece iddia ihale evrakı bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, iki ihale bedeli farkı tutarından sözleşmesinin 10.maddesine göre davacı kurumun 22.7.1997 tarih ve 7314 sayılı yazısında irad kaydedildiği belirtilen 17.455.400 TL. kesin teminat düşünüldüğünde kalan 870.744.494 TL fark bedelini talep hakkı olduğu gerekçesiyle 870.744.494 TL.nin 5.4.1995 tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yukarıda kısaca açıklandığı gibi dava iki ihale bedeli arasındaki davacı aleyhine oluşan fiat farkının tahsili istemidir. Dosya içerisindeki 21.1.1997 tarihli bilirkişi raporu ve 5.9.1997 tarihli ek bilirkişi raporu hüküm kurmak için yeterli değildir. Davacının davalı ile yaptığı sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeni ile davacı şirket dava dışı firmalarla yeniden sözleşme yapmıştır. Böyle bir durumda davacının ilk ihaleyi gerçekleştirdiği davalıya karşı talep edeceği miktarın nasıl hesap edileceği taraflar arasındaki sözleşmenin 10.maddesinde düzenlenmiştir. Sözleşmenin 10.maddesi aynen "... iki ihale arasında fiyat farkı ortaya çıkarsa bu farktan gelir kaydedilen kesin teminat tutarı düşünüldükten sonra ortaya çıkan bedel ile beraber varsa gerçek zarar ve diğer masraflar nam ve hesabına ihaleye çıkarılan firmaya ödetilir hükmünü içermektedir. Bilirkişi raporunda sadece iki ihale sonucu yapılan sözleşmedeki rakamlar esas alınarak tazminat miktarı belirlenmiştir. Oysa davacının ikinci ihale ile dava dışı firmalarla yaptığı sözleşme sonrası gönderilen sipariş mektuplarında bedelin döviz üzerinden yazıldığı faturaların tanzim tarihindeki döviz kuru üzerinden Tl olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin 10.maddesine görede davacının iki ihale bedeli arasındaki fark ile birlikte gerçek zararında isteyebilme olanağına sabit olması nedeniyle mahkemece davacı vekiline gerçek zararı açıklattırılarak 3.3.1997 tarihli itiraz dilekçesi dikkate alınarak 2.ihale bedelinin sipariş mektubu ve fatura değeri mi yoksa sözleşmede gösterilen değer mi olduğu bu belgelerin sözleşmenin bir devamı olup olmadığı değerlendirilerek davacının isteyebileceği tazminat miktarının tespiti açısından uzman bilirkişilerden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Ayrıca birinci ihalenin yerine getirilmemesi nedeniyle ikinci ihale için yapılan ilan masrafına ilişkin davacı vekilinin itirazının ek bilirkişi raporunda dikkate alınmaması bu konuda talebin yerinde olmadığının incelenmemesi de doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulmasına ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine 9.2.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.