 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/9057
Karar No : 1997/250
Tarih : 27.1.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara 6.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16.10.1996 tarih ve 619-576 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 12.4.1993 tarihli yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan ihraç edildiğini birikmiş aidatlarının 1993 yılı bilançosunu izleyen l ay içinde ödenmesi gerekirken, üyeliğe alınacağı yolunda kooperatif yöneticilerinin beyanları üzerine aidat ödemelerine devam etmesine rağmen, üyeliğine alınmadığını, 83.703.881 lira bilanço öncesi alacağı, 43.100.000 lirası ihraçtan sonraki ödemeleri ki toplam 126.803.881 lira alacağın lira alacağın faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının toplam ödemesinin 66.125.000 lira olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere ve dosya kapsamına göre, tarafların 22.5.1995 tarihli belgeye göre davacı alacağının 74.625.000 lira olduğu ve bunun taksitler halinde ödeneceği konusunda mutabık kaldıkları ve paranın tümünün yargılama sırasında tahsil edildiği gerekçesiyle davacının alacağının 74.625.000 lira olduğunun tespitine bu miktar dava sırasında ödendiğinden asıl alacak yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, ödenen miktarlara ödeme tarihlerine kadar dava tarihinden itibaren %30 yasal faiz yürütülmesine fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında mutabık bulunmakla birlikte mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacının alacağı 99.116.620 lira olarak gösterilmesini müteakip, bilirkişi raporuna karşı
diyeceklerini açıklayan davalı vekili 20.6.1996 tarihli dilekçesiyle bu rapor içeriğini kabul ederek müvekkilinin bakiye 29.911.620 lira borcu olduğunu kabul etmesine ve bu miktara hüküm kurulmasını açıkça belirtmesine göre mahkemece mutabakatnameden sonraki bu beyana dayanılarak usul hükümleri gereğince bakiye bu miktar üzerinden davanın kabulü gerekirken bu husus gözden kaçırılarak yapılan şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararına davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.1.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.