 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/8871
Karar No : 1997/431
Tarih : 30.1.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Turan Y... ile TCDD Gen.Md. arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 5.Ticaret Mahkemesince verilen 25.5.1995 gün ve 1012-458 sayılı hükmü onayan dairenin 3.10.1996 gün ve 3303-6335 sayılı ilamı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin oğlunun 13.4.1991 tarihinde trene binerken düşmesi sonucunda iki bacağının kesildiğini, daha önce aynı mahkemece açılan davanın kabulle sonuçlanarak kesinleştiğini ancak geçen sürede asgari ücrette büyük artışlar meydana geldiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere (275.000.000) TL ek maddi tazminat ve (25.000.000) TL yardımcı kişi tazminatı olmak üzere toplam (300.000.000) TL tazminatın olay tarihinden itibaren reeskont faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kesinleşen ilk tazminat davasında fazlaya ilişkin taleplerinin reddedildiğini, ilk hükme esas teşkil eden hesap bilirkişi raporuna davacı tarafça itiraz edilmediğini kesin hüküm nedeniyle davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalının temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davalı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Davacı vekili 199/305 esasında kayıtlı kısmi dava ile müvekkilinin %88 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik (25.000.000)TL iş göremezlik tazminatı ile (10.000.000) TL yardımcı kişi tazminatı talep etmiş, bilirkişiler 15.2.1993 tarihli raporlarında hüküm tarihindeki asgari ücretin son artışlarını da dikkate almak suretiyle davacının (407.634.441) TL iş göremezlik tazminatı ve 858.053.813-TL yardımcı kişi tazminatına hak kazandığını belirtmişler, davacı 18.2.1993 tarihli bilirkişi raporuna vaki itirazında aynen (15.2.1993 tarihli bilirkişi raporunda asgari ücret esas alınmıştır. Bundan sonraki asgari ücret artışlarından dolayı ek dava açmak hakkımız saklıdır) diyerek sadece asgari ücret artışlarından ileri gelebilecek haklarını saklı tutmuş, rapora karşı başkaca herhangi bir itiraz ileri sürmemiştir. Mahkemece bilirkişi raporunda yazılı miktara hükmedilmiş, davacı hükmü temyiz etmemiş davalının temyizi üzerine Dairemizce davalının sair temyiz itirazları red edilmiş kararsadece yardımcı kişi tazminatının hesabında bir tam günün 1/3 üne tekabül eden karşılığı olan ücretin dikkate alınması gerektiğinden bahisle bozulmuş, bu arada davacı 1993/180 esasında kayıtlı ek dava ile saklı tuttuğu kısım için (382.634.000) TL iş göremezlik ve (848.053.813) TL yardımcı kişi tazminatı talep etmiştir.
Mahkemece her iki dava birleştirilmiş ve bozmaya uyularak (407.634.000) TL işgöremezlik ve (286.017.938) TL yardımcı kişi tazminatına hükmetmiş ve karar taraflarca temyiz edilmiyerek kesinleşmiştir.
Davacı 28.10.1994 tarihinde açtığı bu 3 dava ile asgari ücretin arttığını ileri sürerek asgari ücretten doğan artışlar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere (275.000.000) TL işgöremezlik ve (25.000.000) TL yardımcı kişi tazminatını talep etmiştir. Bilirkişi S.S.K. emeklisi için uygulanan katsayının artışını dikkate alarak bu katsayı artışına göre davacının rapor tarihi itibariyle ilk hükmün kesinleşmesinden sonra (434.414.624) TL işgöremezlik ve (367.609.338) TL yardımcı kişi tazminatına hak kazandığını tesbit etmiş, davacı 14.3.1995 tarihli dilekçe ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu belirtmiş, mahkemece taleple bağlı kalınarak dava dilekçesinde, yazılı miktarlara aynen hükmedilmiştir.
Beden tamlığına karşı işlenen haksız fiillerde zararın gerçek miktar ve şümulü zamanla daha iyi anlaşılabileceğinden mümkün olduğu kadar geç bir tarihin esas alınması gereği meydandadır. Borçlar Kanunu 46/2 maddesinde cismani zararın hangi tarih esas alınarak hesaplanacağı hakkında yeterli açıklık bulunmakta, cismani zararın hüküm tarihindeki duruma göre hesaplanması kabul edilmektedir (Tekinay, Destekten Mahrun Kalma Tazminatı sh:201-202). Bu itibarla, hüküm tarihine en yakın verilerin nazara alınarak rapor tanzim tarihine kadar gerçekleşen zararın somut olarak hesaplanması gerekir. Nitekim,, ilk kısmı davada bilirkişiler, rapor tarihi itibariyle o tarihteki katsayı artışını dikkate alarak hesap yapmışlar davacı vekili de 18.2.1993 tarihli metni yukarıya yazılan dilekçesinde bilirkişilerin katsayı artışını dikkate aldıklarını kabul etmiştir. Her dava açıldığı tarihteki koşullara göre karara bağlanır. Cismani zararın hüküm tarihine en yakın tarih itibariyle karara bağlanacağı ilkesi aynı davada asgari ücretin artması halinde bunun mahkemece dikkate alınacağı anlamındadır. Yoksa kısmi ve ek davalar sonuçlanıp kesinleştikten sonra asgari ücretin-katsayının her artışının nazara alınacağını ileri sürmek, katsayı-asgari ücretin her sene artışı dikkate alındığında sonu gelmeyen davaların açılmasına neden olacaktır. Diğer taraftan birleştirilerek görülen 1991/305 ve 1993/180 sayılı dava dosyalarındaki alınan raporlar uyarınca tazminata karar verilmiş ve bu karar davacı tarafından temyiz edilmediği için kesinleşmiştir. Fazlaya ait hak saklı tutulmuş olsa bile davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak sebebiyle artık üçüncü bir davada (1994/1012), dava konusu yapılamaz. Dairemizin uygulaması da bu doğrultuda bulunmaktadır. (Y. 11. H. D. E:1995/7696 K:1995/8946)
Bu ilkeler, gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken,, mahkemece kabulü doğru olmadığı gibi hükmün zuhulen onandığı anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin 3.10.1996 gün E:1996/3303 K:1996/6335 sayılı onama ilamının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmek üzere mahkeme kararının BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 30.1.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.