 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/853
Karar No : 1996/1552
Tarih : 08.03.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen (...) hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş (...) olmakla (...) gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı Okan Eroğlu'na sattığı mallara karşılık aldığı çeklerin karşılıksız çıktığını, davalı bankanın çek hesabı açtığı bu şahıs hakkında herhangi bir araştırma yapmadan sahte belgelere dayalı olarak çek yaprağı vermesinden dolayı kusurlu olduğunu ileri sürerek 60.250.000 TL zararın 15.03.1992 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının mal sattığı kişi hakkında gerekli araştırma yapmayarak basiretli bir tacir gibi davranmadığından kusurlu olduğunu, zararın mevcut olup olmadığının belli olmadığını, müvekkilinin kusuru bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre, davacının mal sattığı kişiyi tanıdığı, öncelikle bu şahıs hakkında takip yaparak, sonuç alınamaması halinde bankaya karşı dava açabileceği gibi, dava dışı Okan Eroğlu'nun vergi dairesi mükellefi olup adresinin belli olduğu, bankanın gerekli araştırmayı yapmadığı, iddiasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
3167 sayılı Kanunun 2. maddesine göre; Bankalar, çekle işleyecek hesap açarken, çek karnesi verirken ve bu kanunla kendilerine verilen görev ve mükellefiyetleri yerine getirirken bu işlemlerin gerektirdiği basiret ve itinayı göstermeye mecburdurlar.
Davaya konu olayda, davalı banka çekle işleyecek hesap müşterisinin kimliği, ikameti konusundaki gerekli araştırma yapmadan hayali bir kişi adam hesap açarak çek karnesi vermiştir. Davalı, bankadan aldığı çeki keşide eden hayali kişi davalının zararına sebebiyet vermiştir. Davalı banka ekonomik durumu, ikamet ve kimlik belgeleri gibi yasanın öngördüğü belgeleri araştırıp incelemeden çek hesabı açıp çek karnesi vermekle özensiz davrandığı, basiretli bir tacirden beklenen ihtimamı göstermediğinden birinci derecede ve daha ağır bir biçimde kusurludur.
SONUÇ : Davacı da: ticari ilişkide bulunduğu kişilerin ekonomik durumu, ödeme kabiliyetini araştırıp sonucuna göre ilişki kurmak, bu suretle özenli davranmak durumundadır. Her ne kadar davalı tanık dinletmiş ise de bu tanıkların istihdam ettiği kişiler olması ve davacı tanıklarının mukabil beyanlar karşısında özenli davrandığını kanıtlayamamıştır. Bu sebeple davacının da olayda müterafık kusurunun bulunması sebebiyle, tarafların bu kusur oranlı çerçevesinde davanın esası hakkında bir karar verilmek gerekirken ve davacının zararı gerçekleştiği halde, hükümde yazılı nedenlerle davanın reddedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir (08.03.1996).