 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/8469
Karar No : 1996/1434
Tarih : 05.03.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 2.10.1995 tarih ve 566-540 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında yapılan taşıma sözleşmesi uyarınca davalı tarafından Dağıstan/Mohaçkale'ye TIR'la taşınan yaş sebze yükünün davalının kusuru ile yoldaki gecikme nedeniyle bozulduğunu ileri sürerek mal bedeli ve navlun toplamı 13.735 USD karşılığı 466.645.890 TL'nin reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili yetki itirazında bulunmuş ve müvekkili ile davacı arasında bir sözleşme bulunmadığını, müvekkilinin muhatabının dava dışı Cargo Services LTD olduğunu, eşyanın gönderilene ulaşmasından sonra dava açma hakkının gönderilene ait olduğunu, davacının talimatı ile taşıma güzergahı değiştirildiğinden yolda geçen sürenin uzadığını, sebze yükünün ön soğutmaya tab tutulmadan yüklendiğini ve bu yüzden hasarlandığını, İran Gümrüğü'nde aracın nedensiz olarak bekletildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, dosyadaki yazılı kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre; davalının mahkemenin yetkisizliğine ilişkin itirazının yerinde olmadığını, davacıya ait yaş sebze yükünün davalı taşıyanın kusuru ile bozulduğu ve bu olayda muhatabın davalı olduğu gerekçesiyle 466.645.890 TL'nin dava tarihinden itibaren %98 oranında faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinde, anlaşmazlık halinde Mersin mahkemelerinin yetkili olacağı belirlenmiştir. Ayrıca HUMK'nun 9. maddesine göre de; genel yetkili mahkemece, davalının ikametgah mahkemesi olan Mersin mahkemesidir. Dava konusu sözleşmenin ifa yeri Dağıstan/Mohaçkale olduğuna ve HUMK'nun 10. maddesindeki diğer koşullar oluşmadığına göre, davacı bu madde hükmünden faydalanamaz. Bu durumda mahkemece davalının yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar vermek gerekirken, bu hususlar gözardı edilerek davanın esasına girilip karara bağlanması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilin temyiz itirazının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), oybirliğiyle karar verildi.