 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E. 1996/5907
K. 1996/6859
T. 14.10.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
PAY SENETLERİNİN RAYİÇ DEĞERLERİNİN ALTINDA BİR BEDELLE SATILMASI
ALACAK DAVASI
GERÇEK ZARARIN BELİRLENMESİ
KARAR ÖZETİ :1- Anonim şirkete ait pay senetlerinin, rayiç değerlerinin altında bir bedelle satıldığı iddiasını içeren davaya konu olan alacak, şirketin gerçek zararı olduğuna göre, dava tarihi itibariyle bilanço aktifinde yer alan iktisadi kıymetlerin rayiç değeri hesaplanmak suretiyle bulunacak değer artış farkı göz önünde bulundurularak, pay senetlerinin rayiç değerleri ile nominal değerleri arasındaki fark dolayısıyla daha sağlıklı bir şekilde tesbit edileceğinden, bu yöntemle bilirkişi incelemesi yaptırılmalıdır.
2- Davanın kısmen kabulü, kısmen reddine karar verilmesine nazaran, reddedilen kısım üzerinden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi, mahkemenin kabul şekli açısından da isabetli değildir.
(6762 s. TTK.m. 433, 336)
(1086 s. HUMK. m. 423/6)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Kemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemesi)'nce verilen 8.9.1995 tarih ve 317-423 sayılı hükmün temyizen tetkiki taraflar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu kerre ikmalen gelmekle, dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacılar vekili; müvekkili S.... A.Ş.'nin sahip olduğu F.... A.Ş.'nin, 800 adet hamiline yazılı ve 9.000.000 lira nominal değeri olan pay senetlerinin, 1994 yılında o zamanki şirket yönetim kurulu başkanı ve üyesi olan davalıların 9.600.000 liraya sattıklarını, bu pay senetlerinin değerinin en az 24.000.000 lira olduğunu, davalıların şirketi zarara uğrattıklarını bu satışın muvazaalı olduğunu ileri sürerek, 14.000.000 liranın 7.1.1985 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve, müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma ve dosya arasındaki yazılara göre, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairemizce bozulduktan sonra, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; yaptırılan bilirkişi incelemesinde, davalıların S.... A.Ş.'nin temsile ve ilzama yetkili yönetim kurulu üyeleri oldukları, yönetim kurulunca alınmış bir karar bulunmamasına rağmen, hamiline yazılı F.... A.Ş.'nin 800 adet pay senedini rayiç değerinin altında devrederek, S.... A.Ş.'nin 947.816 lira zarara uğrattıkları, sonuç ve konusuna varıldığı, dava açıldıktan sonra davacı şirket iflas ettiğinden, ödencenin İflas İdaresine verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 947.816 liranın ihtarname tebliğ tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile, iflas idaresine verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmişlerdir.
Dava, anonim şirkete ait pay senetlerinin rayiç değerlerinin altında bir bedelle satılması nedeniyle uğranılan zararın tahsiline ilişkindir.
Karara dayanak yapılan bilirkişi raporunda, dava konusu pay senetlerinin rayiç değerlerinin ne şekilde saptanacağı alternatifli olarak belirtilmiştir. Senetlerin rayiç değerinin kâr ve zarar cetvellerine göre saptanabileceği, ancak şirket sürekli zarar ettiğinden pay başına düşen karın bu yolla tesbitinin mümkün olmadığı belirtilerek, öz varlık üzerinden rayiç değerin hesap edilebileceği; bu yöntemle de defter kayıtlarına göre veya bilanço aktifinde yer alan tüm iktisadi kıymetlerin rayiç değerleri hesaplanmak suretiyle bulunacak rayiç değer artış farkı dikkate alınıp, pay senetlerinin rayiç değerlerinin hesaplanabileceği beyan edilmiştir.
Davaya konu olan alacak, şirketin gerçek zararı olduğuna göre, dava tarihi itibariyle bilanço aktifinde yer alan iktisadi kıymetlerin rayiç değeri hesaplanmak suretiyle bulunacak değer artış farkı göz önünde bulundurularak, pay senetlerinin rayiç değerleri ile nominal değerleri arasındaki fark dolayısıyla daha sağlıklı bir şekli de tesbit edileceğinden, bu yöntemle bilirkişi incelemesi yaptırılıp oluşacak sonuca göre karar verilmek gerekirken, yazılı olduğu şekilde ve eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş ve bu nedenle kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Davalının temyizine gelince; davalı vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi gerekmiş ise de; davanın kısmen kabulü, kısmen reddine karar verildiği halde, red edilen kısım üzerinden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi mahkemenin kabul şekli açısından da isabetli bulunmadığından kararın bu yönden de, davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentde yazılı nedenlerle kararın davacı yararına, (2) nolu bentde yazılı nedenlerle kararın davalı yararına (BOZULMASINA), ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 14.10.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.