 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/5630
Karar No : 1996/8386
Tarih : 2.12.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13.3.1996 tarih ve 880-130 sayılı hükmün temyizen tetkiki taraflar vekili tarafından istenmiş olmakla 'duruşma için tayin edilen 29.11.1996 gününde taraf, avukatları tebligata rağmen gelmediklerinden tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalı kooperatifin 25 nolu bağımsız bölümünün kendisine devren tahsis edildiğini, davalının konutu tapuya tescilden kaçınması üzerine daha önce açılan tescil davasının kooperatifin ferdileşmediği ve (26.983.000)lira borcun ödenmediği gerekçesiyle reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, ihtara rağmen kooperatifin yine edimini yerine getirmediğini, bu kez tescil şartlarının oluştuğunu ileri sürerek, (26.983.000)lira borcun ödenmesi karşılığında davalı adına kayıtlı tapunun iptali ile adına tapuya tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davalının önceki davada belirlenen borcu ödemediği için ortaklıktan ihraç edildiğini, devam etmekte olan ihracın iptali davası reddedildiğinde davacının böyle bir dava açma hakkının kalmayacağını, ayrıca Asliye 4.Ticaret Mahkemesinin 1992/159 E.sayılı davanın ayni konuda olması nedeniyle, kesin hüküm sebebiyle davanın reddini, diğer taraftan davacının borcunun 26 milyon lira olmayıp, dava tarihi itibariyle 364.000,000 lira olarak saptandığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu, ek rapor, Ankara Asliye 4.Ticaret Mahkemesinin 1992/159 E. sayılı kesinleşen kararı ve toplanan delillere göre, davalı kooperatifin ferdileşmeye geçtiği ve davacının önceki kararla 13.3.1992 tarihi itibariyle 26.983.000 lira borçlu bulunduğunun kesinleştiği, ancak kesinleşen kararla, işbu davanın hukuki sebebi ve maddi olay farklı olduğu için önceki kararın, kesin hüküm niteliğinde bulunmadığı, bu durumda davacının 26.983.000 lira asıl borç ve (73.451.036)lira gecikme faizi ile birlikte (100.389.036)lira borcunun bulunduğu, mezkur borç ödendiğinde davacının talebinin kabulü gerektiği gerekçesiyle, davacının, anılan borcu ödemesi koşuluyla Yenimahalle 15829 ada, l parseldeki 25 nolu bağımsız bölümün davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Davacı vekili, müvekkiline tahsis edilen konutun borcunun ödenmemesi sebebiyle. kooperatif adına tescil edilen taşınmazın, borcun ödenmesi karşılığında tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiş, davalı vekili kesin hüküm nedeniyle, bu davanın açılamayacağını savunmuştur. Daha önce taraflar arasında görülüp kesinleşen dava, bu dava için kesin hüküm niteliğinde değildir. Davacının, kooperatif ortağı olması sebebiyle, bu davayı açmakta hukuki yararı vardır. Ancak, dava konusu taşınmazın tüm maliyeti hesaplanmadan karar verilmiştir.
Mahkemece, öncelikle davacının tescilini istediği yerin, uzman bilirkişi aracılığı ile maliyetinin hesaplanması ve bu maliyete göre aidatlardaki gecikmelerin, 17.5.1992 tarihli genel kurul kararı gereğince gecikme faizi, emlak vergisi, imar borcu diğer borçların da gözönüne alınarak, davacının tüm borcunun saptanması ve bu borcun depo edilmesi halinde, davanın kabulün gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle, davacı vekilin şimdilik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, taraf vekilleri gelmediğinden duruşma vekillik ücreti taktirine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlerden iadesine, 2.12.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.