 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/4830
Karar No : 1996/6221
Tarih : 30.09.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Çorum Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 29.12.1995 tarih ve 65-544 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu kerre ikmalen gelmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin acentesi iken, yaptığı dolu sigortalarının usulsüz tanzim edildiği şeklinde asılsız şikayeti ve bir kısım şahıslara yaptırdığı asılsız ihbarlarla hakkında dolandırıcılık suçundan Sungurlu Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılıp, yargılama sonunda beraat ettiğini, müvekkilinin aşağılayıcı bir suçtan yargılanmasına neden olan davalıdan duyulan manevi yıkım ve üzüntü nedeniyle 100.000.000 TL. manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı hakkında suç duyurusunun 5.8.1991 tarihinde yapılıp BK.'nun 60. maddesine göre istemin zamanaşımına uğradığını, yasal bir hakkın kullanılarak davacının ceza davasında yargılanıp beraat etmesinin manevi tazminat davası açma hakkı vermeyeceğini, müvekkilinin aldığı ihbar, şikayet ve soruşturmalar sonunda davacı hakkında şikayette bulunarak C. Savcılığı'nca dava açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre, davalı şirketin davacı hakkında suç duyurusunda bulunduğu, Sungurlu Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanarak davacının beraat ettiği, dolandırıcılık suçunun kişinin şeref ve onurunu karalayan bir suç olduğu, yargılanmanın davacıyı büyük bir manevi üzüntüye soktuğu gerekçesiyle, 50.000.000 TL. manevi tazminatın davalıdan tahsiline fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Kural olarak suçların kovuşturulması maksadı ile yetkili makamlara yapılacak şikayetler hukukaaykırı sayılmazlar. Ancak bu hak, kişi hak ve hürriyetleri gibi sınırsız değildir. Özellikle kişilerin aleyhine olarak kötüye kullanılamaz. Ağır sonuçları olan suçlara ilişkin şikayet ve ihbarların yapılmasında yeterince ciddi ve inandırıcı kanıtlara sahip olunması gerekir. Somut olayda, davacı acenteliğini yaptığı davalı şirketin haksız olarak kendisine suç isnadında bulunduğunu ileri sürmüştür. Nitekim yargılandığı ceza davasından beraat etmiştir. Ancak dosya içerisine getirilen 1993/8 Esas sayılı Sungurlu Ağır Ceza dosyasında bulunan (dosya dizini 1/21-39 sırasındaki belgeler), C. Savcılığı önünde şikayet ve ihbarın kendilerince yapıldığını ifade eden tanıklar İ.B., Y.K.'nin (Dosya dizini 1/87, 1/90) beyanları ile, davacının acente olarak, üzüntü hasar gören şahıslara, riziko gerçekleştikten sonra, önceki tarihli sigorta poliçeleri tanzim ettiği ihbar edilmiştir. Bunun üzerine davalı şirket acentesi davacı hakkında yaptığı soruşturma sonunda, elde ettiği bulgulara, uzak ihtimallere dayanmayan emarelere göre, davacı hakkında şikayette bulunmuştur.
Dosya kapsamı, ceza dosyasındaki beyan ve belgelere göre, davalının şikayet hakkını kötüye kullanmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulü doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.9.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.