 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/4685
Karar No : 1996/5090
Tarih : 08.07.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 20.3.1996 tarih ve 130-203 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait ve davalı şirkete müşterek ssigorta poliçesi ile sigortalı aracın 7.9.1994 günü yaptığı kaza sonucu oluşan hasar bedelinin davalı tarafından ödenmediğini ileri sürerek, 120.000.000 liranın 8.9.1994 tarihinden itibaren reeskont faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilleri, davacı aracındaki hasarın 113.743.000 lira tuttuğunu, ihbarın geç yapıldığını, eksik sigorta durumu olduğu için proporsiyon uygulanmak ssuretiyle ödemeyi kabul ettikleri 85.000.000 TL'nı davacının istemediğini ve dava açılmasına sebebiyet vermediklerini savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece toplanan deliller ve yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucuna göre, eksik sigorta hükmünün genel şartlara 2.1.1995 tarihinden itibaren konulduğu, poliçenin düzenlendiği tarihte genel şartlar içerisinde eksik sigorta hükümlerinin bulunmadığı gerekçesiyle ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, 113.743.100 liranın 8.9.1994 tarihinden itibaren % 75 ve değişen oranlarda reeskont faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Ancak davalı vekili sigorta poliçesi genel şartlarının A.6 maddesine dayanarak tazminat miktarının eksik sigorta hükümlerine uygun olarak hesaplanmasını ve bu şekilde tazminatın indirilmesini talep etmiştir.
Mahkemece bilirkişi raporuna dayanılarak poliçe genel şartlarının 1.1.1995 tarihinde değiştiğini ve eksik sigortanın bu tarihten sonra düzenlenen poliçeler bölümünden uygulanabileceğini kabul etmiş ise de, davalı bilirkişi raporunu bu yönden itiraz etmiş, poliçe genel şartlarının 1.1.1994 tarihinden itibaren değiştini açıklamış bulunmaktadır. Poliçe genel şartlarında değişikliğin hangi tarihte gerçekleştirildiği açıklanmamış bulunmasına göre mahkemece bu husus bu konuda yetkili mercii olan Hazine Müsteşarlığı'ndan sorularak buna göre dava konusu olayda eksik sigorta uygulanmasının yapılıp yapılmayacağının değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3 - Kabul şekline göre ise, poliçe genel şartlarında değerlendirilerek sigortacının temerrüt tarihinin saptanması gerekirken, olayda bir gün sonraki tarihten itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde yazılı nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 8.7.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.