 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/4207
Karar No : 1996/4639
Tarih : 24.06.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 29.2.1996 tarih ve 379-65 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalıya ait aracın % 75 kusurlu müvekkili şirketce kasko sigortalı aracı çarpması sonucu oluşan hasar nedeniyle müvekkili şirkete, sigortalısına ödenen (21.373.593) lira tazminatın da % 75'ine tekabül eden (18.444.095) liranın ödenmesi için girişilen icra takibinin, davalının haksız itirazına uğradığını ileri sürerek itirazın iptalini ve % 40 inkar tazminatının yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, mübrez belgelere, icra dosyasına hasar ve kusura ilişkin Adli Tıp raporuna dayanılarak olayda davalının 5/8 kusurlu ve toplam zararın (19.800.000) lira olduğu, davalının bu zararın (14.850.000) lirasından sorumlu olduğu gerekçesiyle (14.850.000) liranın davalıdan tahsili ile % 40 inkar tazminatının davalıya yükletilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bend dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Ancak, davacı sigorta tarafından açılan bu dava, TTK.nun 1301. maddesine dayalı bir rücu davasıdır. Bu davalarda, halefiyet davalı tarafın hukuki durumunun ağırlaştıramaz. Sigorta ettiren kişinin davalıdan talep edebileceği miktar, bir tazmit davası konusudur. Tazminat davalarında, hükmedilecek tazminat miktarı hakimin taktir hakkını da ilgilendirdiğinden bu tür alacaklar icra inkar tazminatının şartı olan likit niteliğini taşımadğından, bu tür alacaklar bakımından icra takibine karşı yapılan itirazın iptali davalarında, borçlu aleyhine inkar tazminatına hüküm kurulması mümkün değildir.
Öte yandan işbu dava İİK.nun 67. maddesine dayalı itirazın iptalı davası şeklinde açılmış olduğu halde mahkemece, talep aşılmak suretiyle tahsil kararı verilmesi de doğru görülmemiştir. O halde kararın bu yönlerden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte yazılı nedenlerle hükmün davalı yararına (BOZULMASINA) oybirliği ile karar verildi.