 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/3245
Karar No : 1996/6295
Tarih : 1.10.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 3.Ticaret Mahkemesince verilen 15.2.1996 tarih ve 731-88 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 1.10.1996 gününde taraflar avukatları tebligata rağmen gelmediğinden tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkillinin özel Emeklilik sigorta poliçesiyle davalı tarafından 17.6.1986 tarihinde sigortalandığını, 1.6.1994 tarihinde emekliliğe hak kazanan davacıya (180.286.557) lira ödenmesi gerekirken (58.395.017) lira teklif edildiğini, ihtiraz! kayıt kabul edilmediği için bunun dahi tahsil edilemediğini ileri sürerek (180.286.557) liranı davalıdan reeskont faizi yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıya ödenmesi gerekli tazminatın sözleşmeye uygun hesap edilerek (58.595.017) liranın ödenmesi için bankaya talimat verilip davacıya da ihbar edildiğini, ancak davacının kabul etmediğini, müvekkillinin davaya sebebiyet vermediğinden faiz ve yargılama giderleriyle sorumlu tutulamacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere, bilirkişi raporuna nazaran, poliçe gereğince davacıya ödenmesi gereken toplu tazminatın (58.395.017)lira olduğu, yine poliçede ödeme tarihinin 1.6.1994 olarak belirtildiğinden ayrıca bir ihtara gerek bulunmadığı, davalının tevdi mahalli tayin ettirme cihetine gitmediğinden sıfatına nazaran reeskont oranında temerrüt faizi ile sorumlu olduğu sonucuna varılarak davanın kısmen kabulü ile (58.395.017)liranın 1.6.1994 tarihinden yürütülecek %98 ve değişen oranlardaki reeskont faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Davacı, özel Emeklilik Sigorta poliçesi nedeniyle ve 1.6.1994 tarihi itibariyle davalının (180.286.557) lira ödeme yapması gerektiğini, ancak (58.395.017) lira ödenmek istediğini, bu miktarın kabul edilemez olduğunu ileri sürerek, (180.286.557) liranın tahsilini istemiş olup mahkemece yaptırılan inceleme davacının anılan poliçe nedeniyle isteyebileceği meblağın (58.395.017) lira olduğu açıklığa kavuşmuştur. Yine bu miktarın 24.6.1994 tarihi itibariyle davacıya ödenmek üzere Ziraat Bankası'nın Çankaya Şubesine gönderildiği ve davacıya ihbar edildiği ihtilafsızdır. Bu durumda ödenmesi gerekli meblağı bankaya tevdi eden borçlunun ayrıca tevdi mahalli tayin ettirmesine gerek yoktur ve bu işlem tevdii mahalline yapılan ödeme niteliğindedir. O halde borçlunun temerrüdünden söz edilemeyeceği gibi, aksine alacaklının temerrüdü sözkonusu olup mahkemece paranın davacı adına bloke edildiği belirtip ihbar yazısının davacıya tebliğinin tespiti ile poliçede ödeme tarihi olarak belirtilen 1.6.1994 tarihinden 24.6.1994 tarihli ihbar yazısının davacıya tebliğ tarihi arasındaki süre için davacı yararına temerrüt faizine hükmetmek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
2-Davacı, (180.286.557) lirayı müdeabih haline getirip davacı harcını da bu miktar üzerinden ödediğine göre, mahkemece reddedilen talep üzerinden davalı yararına ücreti vekalete hükmetmek gerekirken bu hususun da gözden kaçırılması isabetsiz olmuş ve bu nedenlerle hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, taraf vekilleri duruşmaya gelmediklerinden davalı yararına ücreti vekalet taktirine yer olmadığına ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine 1.10.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.