 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/2743
Karar No : 1996/3084
Tarih : 6.5.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22.12.1995 tarih ve 306-1078 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili müvekkiline ait aracın evin önünde park halinde iken meçhul bir aracın darbesine maruz kalarak (115.218.365) TL.lık hasara uğradığını, aracın kasko sigortacısı davalıya yapılan başvuruya rağmen bu zararın tazmin edilmediğini ileri sürerek anılan meblağın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili yaptırılan ekspertiz tesbitlerine göre hasarın iddia edildiği şekilde meydana gelmiş olamayacağını hasarın sigorta teminat kapsamına girmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece mübrez belgelere yapılan keşfe ve bilirkişi raporuna göre, mevcut hasarın davacının iddia ettiği şekilde meydana gelmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, davalı şirkete kasko sigortalı aracının evin önünde park halinde iken geceleyin maçhul bir aracın çarpması sonucu hasarlandığından bahisle zabıtaya başvurmuş ve davalı yargılamada toplanan delillere göre vaki hasarın ihbarda belirtildiği gibi değil araç seyir halindeyken meydana gelen bir çarpışma sonucu ortaya çıkabileceği inandırıcı biçimde belirlenmiştir. Ancak hasarın ihbar edildiğinden farklı şekil ve sebeple meydana geldiğinin saptanmış olması bizatıhı bu rizikoyu sigorta güvencesi dışında bırakmaya yetmemektedir. Sadece sigorta poliçesi genel şartlarının 1.5 maddesi uyarınca sigortacının rücu hakkını bertaraf eden ihbar yanlışlığı hallerinden birinin mevcut olması durumda sigortaca zarardan sorumlu olmaz. Uyuşmazlığa konu olayda ise hasarın bildirilenden farklı biçimde meydana gelmiş olması bu zararın poliçe kapsamı dışında kalmasını gerektirmez. Bu durum karşısında iddia ve bilirkişiler kurulu raporu çerçevesinde hasarın oluş biçimi başlıbaşına davalı sigortacının rücu hakkını etkisiz kalmayı sonuçlandığına göre varsa davalı tarafın rizikonun sigorta güvencesi dışında kaldığı yolundaki delilleri sorulup toplandıktan sonra hasarın sigorta poliçesi genel şartlarının 4.maddesinde sayılan istisnai hallerden birine girmediği veya ihbar yanlışlığının davalı sigortacının rücu hakkını engellemeye yönelik olmadığı anlaşıldığı takdirde belirlenen hasar bedelinin davalıdan tahsili yönünde hüküm kurulmak gerekirken aksine düşüncelerle yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 6.5.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.