 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E. 1996/1255
K. 1996/5043
T. 5.7.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- BİR TÜRK BANKASININ KONTRGARANTİSİNE
DAYANILARAK YABANCI BİR BANKANIN VERDİĞİ
TEMİNAT MEKTUBU
(Geçersizliğinin tesbiti davasındayetki)
KARAR ÖZETİ: Yabancı bir bankanın, bir Türk bankasının kontrgarantisine dayanarak vermiş olduğu teminat mektubuna ilişkin hukuki işlemlerin olumlu biçimde tamamlanmasına rağmen, bu teminat mektubu yabancı alıcı tarafından iade edilmemesi nedeniyle açılan teminat mektubunun geçersizlik davası, Türkiye'de açılabilir. Bu teminat mektubu hakkında mahkemece verilen karar, Türk bankasını da bağlar.
(1086 s. HUMK. m. 9/2)
E...Pazl. İhr. İth. A.Ş. ile S...Co-Bank Sederat ve.....Bankası A.Ş. Şişli Şb. Md. arasındaki davadan dolayı, (İstanbul Asliye 5. Ticaret Mahkemesi)'nce verilen 17.11.1993 gün ve 659-1185 sayılı hükmü onayan Dairenin, 21.12.1995 gün ve 7286-9420 sayılı ilamı aleyhinde davalı banka vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin, İran'da mukim S....Co. Firmasına çinko sattığını, akreditif ödemeli bu ihracatın kontrgarantisi olarak davalı.....Bankası'nın, yurt dışındaki muhabir banka olan B Sederat'a 185.600 Dolar'lık kontrgaranti gönderdiğini, bu kapsamda alıcı davalı S Co. Firması'na 185.600 Dolarlık teminat mektubu verildiğini, ihracatın gerçekleştiğini, bedelinin tahsil olunduğunu, ancak İranlı alıcının teminat mektubunu iade etmediğini, müvekkilinin sebepsiz yere devre komisyonu ve teminat mektubu limitinin işgal olunduğunu ileri sürerek, banka teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespitine, tespit anına kadar geçecek süre içinde doğabilecek devre komisyon ücretlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ve B Sederat, davanın reddini savunmuşlardır.
Diğer davalı S Co. davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, dava konusu 186.500 Dolarlık banka teminat mektubunun hükümsüz olduğunun tespitine, davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davalı Bankası vekili tarafından temyiz edilen yerel mahkeme kararı, Dairemizin 21.12.1995 tarih ve 1995/7286-9420 sayılı ilamı ile onanmıştır.
Davalı Bankası vekili bu kez karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davalı Bankası vekilinin HUMK.nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı Bankası vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK.nun 442. maddesi gereğince (REDDİNE), alınması gereken 503.500.- lira karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan bu harcın ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK.nun 442/3. madde hükmü uyarınca takdiren 250.000.- lira para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 5.7.1996 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı vekili, müvekkilinin satıcı olduğunu, davalılardan Bankası'nın kontrgarantisi üzerine İran'da bulunan davalı B Sadaret'in teminat mektubu hazırlayarak İran'daki alıcı S Co. Firmasına verdiğini, bu işlemin çinko satışı için yapıldığını, ihracat gerçekleştiğinden, teminat mektubunun hükümsüz kaldığını, fakat davalı Bankası'nın mektuba ilişkin komisyonları tahsile devam ettiğini ileri sürerek, bu teminat mektubunun geçersizliğine karar verilmesini istemiştir. Bu iddiaya göre, davalı Bankası'nın kontrgaranti ve davalı S Bank'ın teminat mektubunu düzenlemesi nedeniyle garanti veren ve alıcı S Co.'nun garanti alan, yani muhatap ve davacının da lehine garanti verilen, başka deyişle lehdar olduğu anlaşılmıştır.
Davalılardan Bankası dışındaki davalılar İran'da bulunmaktadırlar. Teminat mektubunun verilmesine neden olan satış işlemi, borçlu davacı tarafından usulüne uygun, biçimde ifa edilmiş ise, teminat mektubunun iadesi elden istenebileceği gibi, bu ifa nedeniyle geçersiz duruma geldiği de açılacak bir davada ileri sürülebilir. Davacı, teminat mektubunu rızaen davalı muhataptan alarak garanti veren bankaya iade etmediğine veya teminat mektubunun bu bankaya iade edildiğine ilişkin bir delil getiremediğine göre, işbu davayı açması yerindedir. Ancak, bu davanın İran'da açılması ve kararın kesinleşmesi halinde de, İran Mahkemelerinin kesinleşmiş kararını, davalı Bankası'na ibraz ederek, komisyonların tahsilinin durdurulmasının istenmesi gerekir. Veya davacı satıcı Bankası dışında, sadece İranlı alıcı şirket ile İranlı bankaya Türkiye'de bir dava açması ve bu dava kesinleştikten sonra, bu davanın kararının tenfizini İran Mahkemelerinden isteyerek, kararın İran'da uygulanmasını sağlaması ve bunun sonucunda geçersiz hale gelen teminat mektubunu yine Türkiye'de Bankası'na ibraz ederek, komisyonların tahsilini önlemesi mümkündür.
Ancak, davacı az önce değinilen biçimde değil Bankası'nı da davalı göstererek işbu davayı açmıştır. Anılan bu bankanın davalı gösterilmesi sonucu verilen mahkeme kararının, davacı lehine olması durumunda Bankası aleyhine teminat mektubunun geçersizliği saptanacak, fakat bu bankanın kontrgaran durumu da, ortadan kalkmayacak ve sorumluluğu İran Bankası'na karşı devam edecektir. Ayrıca, yabancı sayılan davalıların aleyhine kesinleşen kararın İran'da tenfizi gerektiği için, bu işlem hem zaman alacak ve hem de tenfizi belki de mümkün olmayacaktır. Bu durumda da, davalı Bankası aleyhine karar kesinleşmesi ile kontrgaran olan davalı bakımından ortadan kaldırılması güç sonuçlar ortaya çıkacaktır. Çünkü, davalı İranlı Banka, teminat mektubunun ödenmesini isteyecek ve ancak davalı Bankası da, bu mektubun geçersizliğini yabancılara karşı ileri süremeyecektir. Kontrgaran'ın bu özel durumunun, hiçbir biçimde gözönüne alınmaması yasaya aykırıdır.
Yukarıdan beri yapılan açıklamaları özetlersek, şunu söyleyebiliriz: Yabancı bankaların verdiği teminat mektuplarının geçersizliği için, hem Türkiye ve hem de İran'da dava açılabilir. Ancak, her şeyden önce yurt dışında olanlar aleyhine dava açılmalı ve bu davalıları hiçbir duraksamaya meydan vermeyecek biçimde bağlayıcı kararlar alınarak teminat mektuplarının iadesi sağlandıktan sonra, kontrgaranti durumunda olan banka aleyhine dava açılmalıdır. Bu nedenle, davalı Bankası vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. Aksi düşünceyi benimseyen sayın çoğunluğun kararına bu gerekçelerle katılamıyorum.
Gönen ERİŞ
Başkan