 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E. 1995/8578
K. 1996/1470
T. 7.3.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ZAMANAŞIMI
İLK İTİRAZ
SAVUNMANIN GENİŞLETİLMESİ
KARAR ÖZETİ: Zamanaşımı savunması ilk itirazlardan olmamakla beraber, uygulama ve öğretiye göre, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Bu savunmanın, yargılamanın ileri aşamalarında öne sürülmesi halinde, karşı tarafça, savunmanın genişletildiği biçimde bir açıklama ile itiraz edilmediği sürece, zamanaşımı savunmasının kabul edilmesi gerekir.
(1086 s. HUMK. m. 185, 187, 202)
(6762 s. TTK. m. 1301)
(818 s. BK. m. 58, 60)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesi)'nce verilen 4.10.1995 tarih ve 53-805 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirkete yangın poliçesi ile sigortalı olan dava dışı Sefer Oğlu Yalısı'nda, davalıların yalısında çıkan yangın nedeniyle hasar meydana geldiğini, hasar nedeniyle sigortalısına (244.300.000) lira ödediğini ileri sürerek, bu miktarın 5.8.1992 tarihinden itibaren davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevabında, davanın zamanaşımı nedeniyle reddini istemiştir.
Mahkemece; iddiaya, savunmaya, ve toplanan delillere göre; davalının zamanaşımı itirazının süresinde olduğu sonradan verilen itiraz dilekçesinde açıkça karşı çıkılmadığı, davacı sigortanın zararı en geç ekspertiz raporunun düzenlendiği 10.7.1992 tarihinde öğrendiği TTK.nun 1301 ve BK.nun 58 ve 60. maddeleri uyarınca zamanaşımı süresi zarara ve failine ittila tarihinden itibaren bir yıl olduğu, dava tarihine kadar bu sürenin fazladan geçtiği gerekçesiyle davalı Recep hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın ise açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Zamanaşımı savunması, ilk itirazlardan olmamakla beraber, uygulama ve öğretiye göre, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Eğer, bu zamanaşımı savunması yargılamanın ileri aşamalarında ileri sürülmesi halinde, diğer tarafça, yani davacı tarafça, savunmanın genişletildiği biçimde yapılan bir beyanı ile itiraz edilmediği sürece, davalının zamanaşımı savunmasının da, kabul edilmesi gerekir.
Somut olayda, davalı Recep'e 13.3.1995 günlü oturum için dava dilekçesi tebliğ edildiği halde, bu davalı, davaya cevap vermemiştir. Her ne kadar 8.2.1995 günlü cevapta, davalılar bölümünde "Türkan, Tülin, vs." yazılmış ise de, bu açıklamada, davalı Recep'in isminin açıklanmadığı ve cevabın içeriğinde de, bu son davalının savunmasından söz edilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, davalı Recep'in 8.2.1995 tarihinde cevap vermediği anlaşılmıştır. Cevap süresi geçtikten çok sonra, davalı Recep adına avukat Dilek tarafından, 7.6.1995 tarihli oturumda, 8.2.1995 günlü cevap dilekçesinde yollama yapılarak cevap verilmiştir. Ayrıca, 7.6.1995 günlü oturumda, davacı vekili, davalı Recep'in "münkir olduğu ve kabul etmediklerini" açıklamıştır. Bu durumda, davalı Recep'in süresi içinde cevap vermediği ve davacı tarafın savunmanın genişletilmesine izin vermediği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, davalı Recep'in zamanaşımı savunmasının kabul edilmeyerek, işin esasına girilmek ve sonucuna göre karar vermek gerekirken, yazılı biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün yararına (BOZULMASINA), 6.000.000 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 7.3.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.