 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E. 1995/7396
K. 1995/8123
T. 30.10.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ
HÜKÜM FIKRASI
KARAR ÖZETİ Davaların birleştirilmesi halinde, mahkemenin kararında, bu davaların ayrı ayrı bağımsız olarak karara bağlanması ve hüküm fıkrasının infazda güçlük yaratmayacak şekilde, ayrıntılı olması gerekir.
(1086 s. HUMK. m. 388/son)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Bolu Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi)'nce verilen 9.6.1995 tarih ve 302-466 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili ile ihbar olunan davalının adi ortaklık şeklindeki Bolpen PVC üretimini amaçlayan müessese kurduklarını ve 281351-281600 numaraya kadar 250 adet fatura aldıklarını, 31.12.1993 tarihinde ortaklığın feshedildiği, faturaların vergi dairesine iadesi gerektiği halde bulunamadığından bu faturaların zayiinin hükmen tesbiti ile birleştirilen davada, davacının sadece kendisine ait Ç ticari ünvanı adı altındaki işyerinde kullanmak üzere 358901'den 359150 numaraya kadar (5) ciltten meydana gelen faturaları da kaybolduğundan iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, şahit beyanları, C. Savcılığı başvuru evrakları ve tüm dosya kapsamından bir kısım fatura ve defterlerin davalı tarafından davacıya teslim edildiği, teslim edilmeyen belgelerin ise kayıp olduğunun tesbitine, 358901 'den 359150 numaraya kadar 5 cilt, 281351-281 600'e kadar faturaların zayiinin tesbit ve iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı; ayrı ayrı açtığı iki davada, faturaların kaybolması nedeniyle iptaline karar verilmesini istemiştir. Davacının açmış olduğu iki dava sonradan mahkemece birleştirilmiştir. Davaların birleştirilmesi hali olsa bile mahkemenin kararında bu davaların ayrı ayrı yani bağımsız olarak karara bağlanması gerekir. Her ne kadar mahkeme kararında faturaların iptaline karar verilmiş ise de, ayrı ayrı açılan davaların dava konusu yapılan faturaların hüküm fıkrasında ayrıntılı biçimde gösterilmediği anlaşılmıştır. Bu hal infazda güçlük yaratacağı gibi az önce değinilen kurallara da aykırıdır. Bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.10.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.