Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/4359
Karar no : 1995/5563
Tarih : 29.06.1995

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
    DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Beyoğlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen (...) hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş (...) olmakla (...) gereği konuşulup düşünüldü:
 
    KARAR : Davacı vekili, müvekkiline zorunlu trafik sigortası poliçesiyle sigortalı davalıya ait araç sürücüsünün alkollü olduğu halde aracı sürerken dava dışı A.K.'e ait araca çarptığından bu şahsa (15.000.000) TL. tazminat ödediklerini ileri sürerek bu miktarın sigortalısı olan davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı, aracının onarım için bırakıldığı iş yerinden tamirci tarafından alınarak kazaya sebep olduğunu, bu konuda ayrıca dava da açıldığını açıklayarak o davanın sonunun beklenmesi gerektiğini beyan etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, ekspertiz raporu, tazminat makbuzu, alkol raporu, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından davacı şirkete sigortalı davalı araç sürücüsünün, alkollü ve % 100 kusurlu olduğu halde dava dışı A.K.'e ait araca çarptığı ve (15.000.000) TL.lık hasar meydana getirdiği hasar bedelinin ödendiğinden davanın kabulü ile (15.000.000) TL.nın ödeme tarihinden itibaren kanuni faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı temyiz etmiştir.
    Zorunlu trafik sigorta genel şartlarının 4/d  maddesine göre, şöförünün alkollü olarak araç kullandığı gerekçesiyle kendi sigortalısının rücu davası açan sigorta şirketine karşı araç sahibi ve sigorta ettiren davalı cevap dilekçesinde, sigortalı aracı onarım için tamirhaneye bıraktığını, bu arada bu yerdeki iş sahibi dava dışı K. tarafından aracın kullanılması sırasında kazanın meydana geldiğini, bu kişinin müvekkilinin şöförü olmadığını savunmuş, ayrıca, kendisi hakkında sigortaca ödeme yapılann karşı araç sahibi tarafından Aydın mahkemesinde tazminat davası açıldığını da bildirerek davanın reddini istemiştir.
    Davalı tarafından ileri sürülen bu savunma sebepleri aktif dava ehliyetine, diğer bir deyişle husumete ilişkin bulunmaktadır. Zira, gerek 2918 sayılı K.T.K.'nun 104/1 maddesi, gerekse zorunlu trafik sigortası poliçesi genel şartlarının 3/h maddesi hükümlerine göre, motorlu aracın onarım için bu konuda mesleki faaliyette bulunan bir işyerine bırakılması halinde bu durumda ki aracın sebep olduğu kazalardan iş yeri sahibinin işleten gibi sorumlu olacağı hükme bağlanmış ve aracın asıl işleteni ile onun sigortacısının bu zararlardan sorumlu olmayacağı ve ayrıca bu husus araç maliki tarafından yaptırılan trafik sigortası kapsamı dışında bırakıldığı hükme bağlanmış bulunmaktadır.
    Bu durum karşısında sigortacının, kendi sigortalısına rücu hakkının doğduğunu ispat etmesi gerekir. Zira bu itiraz yukarıda da değinildiği gibi husumete ilişkin bulunmaktadır. O halde, mahkemece öncelikle davalının cevap dilekçesinde bildirdiği dava dosyaları mahalli mahkamesinden masrafı davacıdan alınarak getirilip incelenmesi, davacı sigortacıya aktif dava ehliyeti koşullarının oluştuğu iddiası hakkındaki delilleri toplanıp bundan sonra koşulları oluştuğunda davanın esasına gidilmesi gerekirken eksik incelemeyle davanını kabulü doğru görülmemiştir.
    Kabul şekline göre ise, dava sigortacı tarafından kendi sigortalısı aleyhine aracın alkollü kimse tarafından kullanıldığı iddiasıyla ve rücuan açılmış bulunmaktadır. Konuyu düzenleyen poliçe genel şartlarının 4/d. madesine göre, işleten veya onun eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin araç kullanmaları sırasında oluşturdukları zararlardan dolayı sigortacıya karşı sorumlu olunabilmesi için sadece alkol almış olmaları yeterli olmayıp, ayrıca alınan alkolün aracı güvenli sürme yeteneğinin kaybettirmiş olması da gerekir. Oysa, mahkemece bu husus üzerinde de durulmadan sadece teknik bilirkişilerden kusur raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır. Böyle bir durumda mahkemece aralarında bir nöroloji uzmanının da yer alacağı bilirkişi kurulundan, alınan alkolün kazaya etkinlik oranı; bir başka anlatımla, kazaya sırf alkollü araç sürmenin mi neden olduğu araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, soruşturmanın bu yönden de eksik bırakılması doğru görülmemiştir.
 
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı tarafın temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA, (29.06.1995)
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini