 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/4132
Karar no : 1995/5931
Tarih : 10.7.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
818/m.83
Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka Pangaltı şubesi'nden aldığı dövize endeksli konut kredisi taksitlerinin ekonomideki beklenmeyen hal nedeniyle ödenilmesinin imkansız hale geldiğini ve taraflar arasındaki dengenin davalı lehine bozulduğunu ileri sürerek, ödeme planının iptali ile sözleşmedeki borcun tesbitini talep ve dava etmiştir.
KARAR :
Davalı vekili, yabancı para üzerinden yapılan sözleşmenin Türk Lirası'na çevrilmesinin mümkün olmadığını, döviz kurlarındaki artışın öngörülebileceğini müvekilinin edimini yerine getirdiğini ve uyarlama isteminin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; toplanan delillere göre, mevcut ekonomik durumun her iki yanı da etkilediği, davacının borçlarının mahvını gerektirecek boyutta olmadığı ve hakimin müdahalesini gerektirecek bir olayın doğmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, davalı Bankadan, dövize endeksli kredi aldığını ve dövizle beklenmeyen kur artışları olduğunu ileri sürerek, alınan bu kredi için geri ödemeler bakımından, uyarlamaya karar verilmesini istemiştir. Davalı Banka, bu kredi için Türk Lirası karşılığında herhangi bir uyarlamaya ilişkin, davacıya öneri getirmemiş ve ayrıca kredi sözleşmesinde de, bu yönde bir hüküm bulunmadığı anlaşılmıştır. Başka bir deyişle, davalı banka, dövize endeksli geri ödemeler bakımından, Türk Lirası ödemeler önermemiş ve kredi sözleşmesinde de, davacı yararına, dövize bağlı değil de, Türk Lirası karşılığı ödemeler için hükümler olmadığı gözlenmiştir.
Kredi borçlusu davacı, davalı bankaya olan kredi borcu yönünden, olağanüstü hallerin oluştuğunu ileri sürmesine karşı, davalı Banka aksine olarak, bu iddiayı kabul etmemiş ve kredinin geri ödemelerinin dövize bağlı olarak yapılması gerektiğini savunmuş bulunmaktadır. Ekonomik ağırlıklı Nisan 1994 günlü kararların, bankaların kredileri yönünden, özellikle kredi borçluları için olumsuzluk doğurup doğurmadığı, uygulamada tartışma konusu olmakla beraber, bankaların genel temayülü olarak, kredilerdeki geri ödemelerin Türk Lirası'na çevrilmesinin önerildiği de bir gerçektir. İşte, bu genel uygulama gözönüne alınarak, davalı Bankanın iyiniyetli olarak, davacı borçluya karşı Türk Lirası bazında bir öneri getirmesinin uygun olacağı hususu gündeme gelmiştir. Bu nedenle, davacı tarafa, işbu dava için borçlu olduğu kredi yönünden Türk Lirasına bağlı olarak geri ödemeler bakımından bir uyarlama isteyip istemeyeceği ve istemi halinde davalı Bankanın, eğer bir krediyi Türk Lirası bazından açmış olması halinde ne miktar aylık ödemeleri kabul edeceği ve bu kabulün, kredinin ilk açılışından itibaren ne olması gerektiği sorularak saptanması ve tarafların anlaşamaması halinde, bu yönler için bilirkişi kurulu raporu alınması ve bu raporda, kredinin Türk Lirası olarak açılan hallerde ödemelerin ne olduğunun saptanması ve sonucu çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafın temyiz itirazının kabulüne, yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.7.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.