 |
T.C.
YARGITAY
On birinci Hukuk Dairesi
E. 1995/3904
K. 1995/4869
T. 12.6.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
NAKİT ÇEKME KREDİSİ
MAL VE HİZMET KREDİSİ
FAİZ
KARAR ÖZETİ: Yurtiçi Kredi Üyelik Sözleşmesinin 5. maddesine göre, mal ve hizmet alımında, üye işyeri tarafından harcama belgesi düzenlenip kart hamiline imzalatılmalı; aynı Sözleşmenin 4. maddesinde belirtilen, telebank denilen otomatik makinalardan çekilen nakit dışında, banka şubesi veya nakit ödeme yapma yetkisi tanınan üye iş yerinden nakit çekilmesi halinde, nakit ödeme belgesi düzenlenmesi gereklidir.
Kredi kartlarında faiz tahakkuku, sözleşme hükümlerine nazaran, kart ile yapılan işlemin niteliğine göre gerçekleştirilmesi gerekir. Kart hamilinin saiki veya kartla aldığı mal veya hizmetin paraya çevrilmesi, faizin tahakkuk yönünden bir sonuç doğurması mümkün değildir
(818 s.BK.m.19)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi) nce verilen 27.2.1995 tarih ve 768-170 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı bankanın visa kartı kredi müşterisi olup ödemeleri vadesinde yaptığı halde davalı bankaca toplam (2.345.738) lira dönem faizi tahakkuk ve tahsil edildiğini ileri sürerek, tahakkuk tarihinden itibaren hesap edilecek reeskont faiziyle birlikte bu paranın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; kredi kartlarının kullanımında iki türlü faiz uygulanması olduğunu, bunların perakende alış-veriş faizi ve nakit çekme faizi olup, davacının dava konusu itiraz ettiği casino işlemlerinde nakit çekme işlemi olarak kabul edilip nakit çekme faizi uygulandığından, yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, kredi kartı sözleşmesi, hesap bildirim cetveli ile tüm dosya kapsamından davacının davalı bankanın visa kartı müşterisi olduğu, davacının çeşitli tarihlerde kredi kartıyla casinolarda fiş alıp, oyun oynadığı ve fişleri iade ettiğinde nakit para alabileceği, dolayısıyla cazinoda kredi kartıkullanılmasının nakit çekme işlemi gibi kabul edilip nakit çekme faizi uygulanmasının doğru olduğu ve davacının bu nedenle ödediği faizi geri isteyemeyeceğinden, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının hamili bulunduğu davacı bankaya ait visa kredi kartını kullanarak şans oyunları oynanan ve casino tabir edilen iş yerinde satın aldığı markalar (fiş) nedeniyle kendisine nakit çekme kredi faizinin mi, yoksa kartla yapılan mal ve hizmet alış verişlerinde tahakkuk ettirilmesi gereken faizinin mi uygulanacağı noktasında toplanmaktadır. Zira, nakit çekme kredi işleminin uygulanması halinde faizin başlangıcı erkene alındığı gibi faiz oranı da yüksek olmaktadır.
Taraflar arasındaki akdi ilişkiyi düzenleyen Yurtiçi Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesinin 5. maddesine göre; mal ve hizmet alımında üye iş yeri tarafından harcama belgesi düzenlenip kart hamiline imzalatılacağı kabul edildikten sonra, 4. maddede belirtilen telebank denilen otomatik makinalardan çekilen nakit dışında, banka şubesi veya nakit ödeme yapma yetkisi tanınan üye iş yerinden nakit çekilmesi halinde, nakit ödeme belgesi düzenlenmesi gerektiği hükme bağlanmış bulunmaktadır. Sözleşmede bu hususun dışında casinolardan alınan fiş karşılığı kredi kartı kullanılması halinde nakit çekme kredi faizinin uygulanacağı yolunda bir hüküm bulunmamaktadır.
Bu durum karşısında mahkemece, yukarıda açıklanan sözleşme hükümlerine göre sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, bankacılık ve özellikle kredi kartları sahasında uzman bilirkişiler aracılığı ile davalı banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak öncelikle dava dışı üye iş yen casinoya nakit ödeme yetkisi tanınıp tanınmadığı, şayet tanınmış ise davacıya casinoda kullandığı visa kredi kartı işlemi sırasında nakit çekme belgesi mi, yoksa mal veya hizmet alımı nedeniyle düzenlenmesi gereken satış belgesi mi düzenlendiği ve ayrıca bu işlemler nedeniyle davalı banka ile dava dışı üye işyeri arasında ödemelerin hangi esasa göre gerçekleştirildiği incelettirilip, bu konuda hükme yeterli rapor alınmalıdır. Zira, kredi kartlarında faiz tahakkuku, sözleşme hükümlerine nazaran, kart ile yapılan işlemin niteliğine göre gerçekleştirilmesi gerekir. Kart hamilinin saiki veya kartla aldığı mal veya hizmetin paraya çevrilmesi faizin tahakkuku yönünden bir sonuç doğurması mümkün değildir.
Mahkemece bu hususla araştırılmadan, sözleşmede yer almayan gerekçelere dayanılarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
S o n u ç Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.6.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.