 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/2621
Karar no : 1995/3987
Tarih : 02.05.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Avanos Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 6.4.1994 tarih ve 209-145 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 2.5.1995 gününde davacı avukatı M.T. ile davalılar O.K. gelip, temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin komanditer ortaklarından dava dışı M.D.nin şirketteki % 10 hissesini noter senedi ile devraldığı halde diğer ortakların bu devir işlemini kabul etmediklerini ileri sürerek şirketteki % 10 payın karşılığının hisse devreden ortak tarafından ödenmemesi ve alacağın başka türlü tahsil imkanı bulunmaması nedeniyle, hesap yılı sonu itibariyle hüküm ifade etmek üzere, şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacının ortaklığını kabul etmediklerini, bu nedenle satış senedinde geçen (20.000.000) lira bedelin istenebileceğini, ancak davacının bu alacağını borçlusunun şahsi mallarından veya TTK.nun 145. maddesine göre şirketteki kar payından istemediği için şirketin feshinin talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının hisse devri nedeniyle ortaklığı diğer ortaklarca kabul edilmediği, bu nedenle alacağının hisse devreden ortaktan veya şirketteki kar payından istenmesi gerektiği oysa davacının bu hususlara riayet ettiğine dair mücerret iddiasından başka bir delil bulunmadığından, icra takibi söz konusu olmadığından, şirketin feshinin istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davacının iş bu davada ortaklığa alınmaması nedeniyle davalı şirketin feshini istediği ve böyle bir dava açmasının mümkün bulunmadığı, ancak TTK.nun 267. madde yollaması ile aynı Kanun'un 191. maddesinin olayda uygulanabileceği ve davacının son anılan madde uyarınca gereken koşulların yerine getirilmediğinin anlaşılmasına göre, hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 124.500 lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz edenden alınmasına, 750.000 lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 02.05.1995 tarihinde karar verildi.