 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/2462
Karar no : 1995/3870
Tarih : 27.04.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Hassa Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 22.11.1994 tarih ve 74-157 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davacı tarafından davalılar aleyhine 543.868 Avusturya Şilini değerinde tazminat davası açıldığını, 29.9.1989 yılında sözkonusu şilin karşılığı 10.875.00 liraya hükmedildiğini, ilamın icraya verilip 2.4.1993 tarihinde tahsil edildiğini, kendilerinin 2.4.1993 tarihi itibariyle kur farkından doğan zararlarının 445.609 Ö.Ş. olup, 520.389.000 liraya tekabül ettiğini bu miktar munzam zararın davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, borcun zamanaşımına uğradığını, ayrıca tüm borcu ödediklerini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya arasındaki yazılara göre, kısmi davanın başka, fazlaya ilişkin olarak açılacak davaya da başka zamanaşımı süreleri öngörmediğini, kısmi dava ne zaman sonuçlanmış olursa olsun, fazlaya ilişkin dava da kısmi davanın zamanaşımı süresi içinde açılması gerektiğini, olayda trafik kazasından doğan 2 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağını, olay tarihinden itibaren zarar gören K.T. şirketi ve onun halefi olan davacı sigorta şirketi 2 yıl içinde kısmi davalarının en fazlaya ilişkin davalarını açmaları gerektiğini, fazlaya ilişkin olarak açılan davanın 9 yıl sonra açıldığını, sigorta şirketi sigortalının halefi olduğundan aynı zamanaşımı süresine tabi olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kur farkından doğan munzam zarar istemine ilişkindir. Munzam zarara ilişkin istem kanundan doğduğu için Dairemiz'in uygulamasına göre, zamanaşımı 10 yıllık zamanaşımına tabidir. 14.11.1990 gün ve 3678 sayılı yasa hükümleri gözönüne alınarak davacının iddiasının incelenmesi ve hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.04.1995 tarihinde oybirliği ile karar verildi.