 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/2288
Karar no : 1995/4039
Tarih : 27.4.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 15. Hukuk Mahkemesince verilen 19.10.1994 tarih ve 416-996 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; Müvekkilinin 2.8.1989 tarihinde davalı ile kar paylı hayat sigortası akdi yaptığını, müvekkilinin 27.10.1992 tarihinde tek böbreğinin ameliyatla alınmasından sonra davalı sigortacının %70 maluliyete göre (11.015.479) lira ödeme yaparak poliçeyi iptal ettiğini, oysa maluliyet durumunun %70 olmadığı gibi akdin iptalinin de hatalı olduğunu. tam maluliyete göre ödenen tazminatında eksik olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin maluliyet derecesinin tespiti ile aktin devamına, eksik ödenen (2.500.000) lira tazminatın faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; Vefat ve maluliyet klozunun 1. maddesi uyarınca, müvekkilinin maluliyeti %100 kabul ederek akti sona erdirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, mübrez belgeler ile bilirkişi raporuna nazaran davacının maluliyetinin %29 olması nedeniyle davalının poliçe 2. ve 3. maddeler uyarınca, poliçeyi iptal edemiyeceği, davacıya ödenen sigorta bedelinin (3.000.000) lira eksik hesaplandığı gerekçeleriyle sigorta sözleşmesinin devamına, (2.500.000) liranın yasal faiziyle tahsiline hükmedilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yargılama sırasında alınan Adli Tıp Kurumu raporuyla davacının maluliyet oranının %29 oranında olduğu saptandığına göre, sigorta poliçesi genel şartları ve özel şartlar ile ekli maluliyet klozu hükümleri karşısında, davalı sigorta şirketinin önceki rapora dayanarak %67 maluliyet oranını dikkate alarak sigorta poliçesini iptal etme işlemi dayanaksız kaldığından davalı vekilinin bu yöne ilişen ve varit görülmeden temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Ancak, mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda, davacının mahkemece saptanan bu maluliyet oranına rağmen tam maluliyete uğramış gibi hesaplama yapmış bulunmaktadır. Ayrıca, davalı sigorta tazminatı öderken rizikodan önceki prim miktarına göre tazminat hesaplaması yapmışken, bilirkişinin rizikonun gerçekleşmesinden sonraki prim miktarına göre tazminat hesaplaması "yaptığı" görülmektedir. Bunların dışında bilirkişi raporunda maluliyet raporuna göre sigorta akdinin devam etmesi gerektiği görüşünün benimserken öte yandan, sigorta akdinin feshinde uygulanacak olan prim iade miktarı ve kar paylarını da tazminata dahil etmesi çelişkili bir kabul şekli olmaktadır. Nitekim davalı sigorta vekili bu yönlere 11.5.1994 tarihli dilekçe ile itiraz etmiş bulunduğu halde bu itirazla mahkemece değerlendirilmemiş ve yetersiz çelişkili kabuller içeren bu rapora göre hüküm verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durum karşısında mahkemece yapılacak iş Hayat sigortası sahasında uzman bilirkişi aracılığı ile sigorta poliçesi genel ve özel şartları ile eki maluliyet klozuna göre %29 güç kaybına uğrayan davacının maluliyet tazminat isteyip isteyemeyeceği şayet isteyebilecek ise miktarı tespit ettirilerek sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.4.1995 tarihinde oybirliği ile karar verildi.