 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E. 1995/1248
K. 1995/2596
T. 27.3.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MURİSİN BANKA MEVDUATI
İŞTİRAK HALİNDE MÜLKİYET
KARAR ÖZETİ: Miras bırakanın ölümü ile miras, mirasçılara geçmekte, miras üzerinde de, iştirak halinde mülkiyet cereyan etmeye başlamaktadır.
Bu nedenle, tüm mirasçıların ortak hareket etmediği, miras şirketine temsilci tayin ettirilmediği, ya da iştirak halindeki mülkiyetin, müşterek mülkiyete çevrilmediği hallerde, bazı mirasçıların, veraset ilamına dayanarak, mevduat hesabından mirasçılık payı edebilmeleri mümkün değildir.
(743 s. MK. m. 584/a, 629,630)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi)' nce verilen 30.11.1994 tarih ve 735-973 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacılar vekili; müvekkillerinin miras bırakanın Fatma'nın öldüğü 19.3.1993 tarihi itibariyle davalı banka şubesi nezdinde üç ay vadeli (80.000.000) lira mevduat hesabı bulunduğunu, bu paranın alınması için yapılan başvurunun davalı banka tarafından yasal olmayan gerekçelerle geri çevrildiğini ileri sürerek, sözü edilen banka hesabındaki mevduatın işlemiş ve işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak mirasçılık payları oranında müvekkillerine verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; ölen mevduat sahibinin davacılar dışında sekiz mirasçısının daha bulunduğunu, tüm mirasçıların birlikte hareket etmemesi nedeniyle MK.nun 630/2. maddesi uyarınca miras ortaklığının devam eniği, bu durum sürdükçe bağımsız payları olmayan mirasçılara münferiden ödeme yapılmasının mümkün olmadığı, ödemenin yapılabilmesi için tüm mirasçıların ortak hareket etmesi veya hakim kararıyla miras şirketine temsilci atanması veya MK.nun 584/a maddesi uyarınca hakim kararıyla yasal mülkiyet rejiminin değiştirilmesi gerektiğini, davacıların bu koşullarda hiçbirini yerine getirmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma ve mübrez belgelere göre, parasal bir varlık olarak mevduat hesabının müşterek mülkiyete dönüştürülmesinin mümkün olmadığı, veraset ilamına göre belli olan paylar dahilinde başvuran her mirasçıya ödemenin yapılması gerektiği gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki veraset ilamına göre, davalı banka nezdinde mevduat hesabı olan Fatma'nın, davacılar dışında (8) mirasçısı daha bulunmaktadır. Medeni Kanunun 630. maddesi uyarınca, mirasbırakanın ölümü ile miras, mirasçılara geçmekte ve miras üzerinde de, iştirak halinde mülkiyet hükümleri cereyan etmeye başlamaktadır. Bu mülkiyet rejiminde ise, mirasın bütünü, mirasçıların tamamına ait olmakla; taşınır, taşınmaz, para, esham, tahvilat ve fikri haklar gibi parayla ifade edilen maddi ve gayri maddi tüm varlıklardan oluşan tereke üzerinde iştirak halindeki ortaklık devam eniği sürece de, mirasçıların bağımsız payları ve tasarruf hakları bulunmamaktadır. Miras ortaklığının sona erdiği iddia edilmediğine göre, miras bırakanın, davalı banka nezdindeki mevduat hesabının paylaştırılması konusunda tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri veya miras ortaklığına temsilci atamalar veya MK.nun 584/a maddesi doğrultusunda, iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülmesi hakkında mahkemeden ilam alınması gerekmektedir. Açıklanan koşullardan hiçbiri gerçekleşmeden, bir kısım mirasçıların, tereke unsuru mevduat hesabından yasal mirasçılık paylarını talep etmeleri mesmu olmaz. Davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.3.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.