 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no : 1994/6288
Karar no : 1994/9328
Tarih : 05.12.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 5.11.1993 tarih ve 477-1170 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı Sigorta vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait özel otonun 8.8.1988 tarihinden geçerli olmak üzere acenta olan davalı İlhan Tellioğlu vasıtasıyla diğer davalı şirkete kasko poliçesi ile sigorta ettirildiğini, aracın 12.11.1989 tarihinde çalındığını, talep edilmesine rağmen poliçe teminatındaki zararın ödenmediğini, normal sigorta teamülü ve yasa hükümlerine göre önceki yıllardan devam eden akitmerin otomotikman yenilenmesi gerektiğini ileri sürerek (11.000.000) lira tazminatın iskonto faizi ile davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili cevabında, sigorta aktinin 8.8.1989 tarihinde sona erdiğini, aktin re'sen yenilenmesinin mümkün olmadığını, davacının yenileme talebinin de bulunmadığını, bu itibarla rizikonun gerçekleştiği tarihte sigortalı olmadığından ödeme yapılmasının söz konusu olmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı cevabında, acenta olup kendisine husumet tevcid edilemeyeceğini, davacının poliçeyi yenileme talebini kabul etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere, bilirkişiler kurulu raporuna göre, bu gibi poliçelerde sigorta şirketinin, poliçe süresinin bitimi müteakip yeni poliçeyi düzenleyip müşterisine ibraz ile primini tahsil etmesi gerektiği, ancak olayda sigortacının bu sorumluluğunu yerine getirmediği, acentanın telefon ile yenileme teklifinde bulunduğu savunmasının samimi görülmediği, birbirini izleyen poliçelerin düzenlenmesi ile aynı sigorta sözleşmesinin devam ettiğinin kabulü gerekeceği, bu itibarla tespit edilen (5.500.000) lira zarardan davalı şirketin sorumlu olacağı, ancak diğer davalıya hüsümet yöneltilemeyeceği sonucuna varılarak davanın kısmen kabulü ile (5.500.000) liranın reeskont faizi ile davalı sigorta şirketinden tahsiline, diğer davalı yönünden ise davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı sigorta şirketi vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında yapılan sigorta sözleşmesinin 8.8.1989 tarihinde sona erdiği anlaşılmıştır. Davacının, davalı sigorta şirketi ile yaptığı sözleşmede sigortanın kendiliğinden yenileneceği veya sürenin uzatılabileceği hususunda herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Sigorta sözleşmesinin sona erdiği 8.8.1989 tarihinden itibaren 3 ay sonra rizikonun oluştuğu gözlenmiştir. Bu uzun süre içerisinde davacı sigorta ettirenin, herhangi bir sigortanın yenilenmesi bakımından başvurusu olmadığı gibi, sigorta pirimlerini yatırması yönünden de herhangi bir çabasının olmadığı anlaşılmıştır. Daha önce sigorta sözleşmelerinin yenilenmiş olması, sonuca etkili değildir. Bu itibarla, sigorta sözleşmesinin sona erdiği ve davacının herhangi bir teklifinin bulunmadığı ve uzun süre prim yatırmadığı ve davalının bu riziko yönünden sigorta poliçesi düzenlemediği anlaşıldığından
davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün davalı şirket yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 05.12.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.