Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no : 1994/5786
Karar no : 1994/9585
Tarih : 12.12.1994

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
    DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka ile konut sahibi olmak amacıyla "Yuva Kredisi" adı altında "Dövize Endeksli" kredi kullanımı hususunda sözleşme yaptığını, sözleşme uyarınca 29.7.1993 tarihinde ayda (1.081) DM geri ödemek koşulu ile 120 ay vadeli (60.000) DM karşılığı, o günkü efektif alış kuru üzerinden Türk parasına çevrilerek bu tutarın kredi olarak davacıya verildiğini, ödemenin TL. olarak yapılmasına rağmen geri ödemenin döviz olarak talep edildiğinin başlandığını, sözleşme uyarınca ödemelerin aylık taksitler halinde ve döviz bazında 1993 yılı kurlarında meydana gelen olağanüstü artışın ifayı imkansız hale getirdiğini, önceden tahmin edebilir veya beklenebilir nitelikte olmayan ve davacı kusurundan kaynaklanmayan hal ve şartlar nedeniyle edimler arasındaki dengenin müvekkili aleyhine bozulduğunu, bu durumun davalı bankaca da kabul edilerek, birincisi Ocak 1994 tarihinde ikincisi de Nisan 1994 tarihinde olmak üzere iki ayrı zamanda dövizin Türk Lirası'na çevrilmesi alternatifleri getirildiği, dövizin daha da yükselebileceği endişe ve korkusu altında kalan bazı kredizedelerin müzayaka durumunda kalarak kabul ettiğini, bir kısmının ise dövizde kalmayı tercih ettiğini, ödemelerin fahiş miktarlara çıktığını, bankanın döviz borcunu TL.'ye çevirirken ilk sözleşmeye sadık kalmayarak % 5.5 gibi fahiş faiz oranı uyguladığını, çevirim uygulanan bütün kredi taksitlerine bileşik faiz ve artan oranlı bakiye siteminin uygulandığını, bankaca tek taraflı hazırlanmış ve empoze edilmiş şartları içeren bu sözleşmelerin kelepçeleme sözleşmeleri olduğunu, kredinin sosyal amaç ile verilmiş olup, bankaca tek taraflı olarak öngörülen, gerek sözleşmelerle ve gerekse uyarlamaların kanuna, ahlaka, iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, "Emprevizyon İlkesi" uyarınca müdahale için yasal gerekçelerin bulunduğunu ileri sürerek; dövize endeksli borcun TL'ye çevrilmesinde; dövizin kredi olarak verildiği günkü efektif kuru üzerinden TL'na çevrilmesini, dava tarihine kadar ödemelerin düşülmesini, % 3.5'dan fazla olmamak üzere makul bir faiz oranının belirlenmesini, geriye dönük olarak faiz uygulanmamasını, ileriye dönük uygulamalarda bileşik faiz yerine basit faiz uygulanmasını, artan bakiye değil azalan bakiye sisteminin uygulanmasını, davacının gelir durumunu nazara alınarak aylık taksitlerin buna göre ve sabit taksit sistemi ile uygulanmasını, geri ödemenin 15-20-30 yıla çıkarılmasını ve mahkemece re'sen taktir ve tayin olunacak koşullara uygun uyarlama yapılmasını talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevabında, taraflar arasındaki "Dövize Endeksli" Yuva Kredisi sözleşmesinin tarafların serbest iradesi ile yapıldığını, sözleşmeye bağlılık ilkesinin korunması gerektiğini, davacının kendisine sunulan  ihtimal ve imkanlardan kendisi için en avantajlı olanını seçtiğini, özel hukuk hükümlerine tabi olan müvekkili bankanın kaynaklarını verimli kullanmak zorunda olduğunu, 1994 Ocak ayındaki devalüasyon nedeniyle yine de müşterilerin mağdur olmaması için yeniden ödeme planları sunulduğunu ancak kabul edilmediğini, davacı ile yapılan sözleşmenin ticari olup faizin serbestçe belirlenebileceği gibi bileşik faizin de uygulanabileceğini, uyarlama için koşulların oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. KARAR : Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere göre; "Dövize Endeksli" Yuva Kredisi sözleşmesi tarafların serbest iradeleri ile kurulmuş olup her ay ana paradan ödenen miktar düşüldükten sonra tekrar faiz yürütüldüğüne göre, faize faiz uygulaması olmadığı, BK.nun 83. maddesine göre yabancı para üzerinden işlem yapılmasının mümkün olduğu, davacının TL.ye uyarlama istediği halde bu hususdaki davalı tekliflerini de kabul etmediği, müdahale için asli unsurlar üzerinde anlaşma sağlanmış bir sözleşmenin mevcut olması gerekli olup, yoksa davacının talebi gibi tüm sözleşme hükümlerini ortadan kaldıracak şekilde karar verilemeyeceği, davacının döviz bazındaki sözleşmeye müdahale istemediğine göre şartlarına uyması gerektiği, hakimin sözleşmeye müdahalesi için; "sözleşmenin yapılmasından sonra olağanüstü bir durumun meydana gelmesi, bu durumun önceden tahmin olunamaması veya tahmin olunup da taraflarca gözönüne alınmış olması ve bu durumun edalar arasında hüsnüniyete aykırı fahiş fark meydana getirmesi" şartlarının gerekli olup, Türkiye'deki yıllardır seyreden yüksek enflasyon nazara alındığında davizdeki artışın olağanüstü bir durum olmadığı gibi, davalı bankanın bir defaya mahsus borç para vermiş olup her seferinde tekrarlanan edim ve karşı edim bulunmadığı, döviz kuru artmakla birlikte konut fiyatlarının da artış gösterdiği bu itibarla davacının fahiş zarar davalının işe fahiş kar ettiğinin söylenemeyeceği her durum değişikliklerinde sözleşmeler müdahalenin belirsizlik yaratacağı gerekçeleri ile davanın reddine karar vermiştir.
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, davacı "Dövize Endeksli" kredi almak suretiyle davalı bankaya karşı borçlanmıştır. Davalı banka, bu kredinin Türk Lirası üzerinden kredi alınmış gibi bir krediyi çevirebileceğini ve bunun içinde onbir ödeme biçimi hazırlamış ve davacı yönünden de geçerli genel bir teklif yapmış ve fakat davacı bu teklifi, yani uyarlamayı red etmiştir. Buna rağmen davacı, işbu davayı açmış ve "Dövize Endeksli" kredinin dava dilekçesinde ileri sürdüğü biçimde uyarlanmasını istemiştir. Davalı bankanın davacı tarafça alınan kredi bakımından teklif ettiği uyarlamaya ilişkin koşullar bu günün ekonomik koşullarına uygun olduğu ve davacının kredi durumunun önceleri Türk Lirası üzerinden kredi alanlarla aynı seviyeye getirilmek istendiği ve bunlardan daha ağır koşulların kabulü yönünden zorlanmadığı ve hatta borç tutarında az da olsa kısmi yararlanma sağlandığı anlaşılmış bulunmasına ve dolayısıyla davacının, davalı bankaca yapılan tekliflerden birini seçmesi gerekmesine ve bu durumda davacının işbu davayı açmakta haklı olmadığı sonucuna varılmakla, davanın reddi kararı açıklanan gerekçelerle doğru bulunduğundan yerel mahkeme kararının onanması gerekmiştir.
 
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafından temyiz itirazlarının reddiyle yerel mahkeme kararının ONANMASINA, 60.000 lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz edenden alınmasına, 12.12.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini