 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E. 1994/565
K. 1994/3295
T. 21.4.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KONŞİMENTO
YANLIŞ BEYANLAR
KARAR ÖZETİ :Taşıtan (yükleten veya gönderen) yükün cins ve kıymetinin konşimentoda yanlış gösterilmesine bilerek neden olmuşsa, taşıyan her türlü sorumluluktan kurtulur.
Donatanın veya taşı yanın, taşıtan (yükleten veya gönderen) ile anlaşarak konşimentoya gerçeğe aykırı kayıtlar koymuş olması yüzünden gelecek sorumluluklardan dolayı taşıtana rücu hakkı bulunduğunu öngören bütün anlaşmalar geçersizdir.
(6762 s. TTK. m. 1064)
K... Denizcilik Tic. AŞ. ile E Pazarlama İt. İhr. AŞ. arasındaki davadan dolayı, (İstanbul Asliye 6. Ticaret Mahkemesi)nce verilen 6.3.1992 gün ve 794-353 sayılı hükmü onayan Dairenin 15.6.1993 gün ve 3523-4299 sayılı ilamı aleyhinde, davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; davalıya ait rulo saç yükünün müvekkiline ait gemi ile Japonya'ya taşınması hususunda anlaşma yapıldığını, yükleme esnasında malda paslanmalar olduğuna dair gemi kaptanının uyarısı üzerine bu yüzden müvekkilini uğrayacağı zararları karşılayacağı yolunda davalının taahhüt vermesi üzerine temiz konşimento düzenlendiğini, ancak yarma yerinde tesbit edilen hasar nedeniyle alıcıya tazminat ödeyen yük sigortacısının müvekkilinden talepte bulunduğunu, yapılan görüşmeler sonucu talebin çok azı kadar ödeme hususunda anlaştıklarını ve ilk taksit olarak (25.000) Paund ödendiğini ileri sürerek karşılığı (38.750.000) liranın dava tarihinden itibaren % 50 faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın Dairemizin 15.6.1993 tarihli ilamıyla davalı yararına bozulması üzerine davacı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
1- Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin temyiz bozma ilamında yer alan hasarın niteliğine yönelik karar düzeltme itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Davacı taşıyıcı vekilinin daire bozma ilamında ikinci gerekçe olarak yer olan garanti mektubunun niteliğine yönelik karar düzeltme itirazlarına gelince; yükleten tarafından, yüklenecek ve taşınacak mal gerçekte hasarlı olduğu halde, kendisine temiz konşimento verilmesini temin için taşıyana karşı vermiş olduğu garanti mektubu nedeniyle daha sonra taşıyanın yükletene rücu etme hakkı olup olmadığı uluslararası alanda değişik düzenlemelere tabi tutulmuştur. Bu nedenle konu uluslararası hukuk alanında da tartışma konusu olmuştur. Örneğin, Fransız Ticaret Kanununda garanti mektuplarının sadece üçüncü kişilere karşı hükümsüz olduğu hükme bağlanarak, taşıyanla gönderen arasında geçerli olduğu kabul edildiği halde, Alman Ticaret kanununda bu yolda bir hüküm yer almamıştır (Bkz. Prof. Dr. S. Okay, Deniz Ticaret Hukuk II, ist. 1962 sh. 62 vd.; Prof. Dr. T. Çağa, Deniz Ticaret Hukuk II, İst. 1979 sh. 94 vd.). Bunun dışında Türkiye'nin henüz katılmadığı 1978 tarihli Birleşmiş Milletler Deniz Yolu ile Eşya Taşıma konvansiyonu -ki buna doktrinde kısaca Hamburg Konvansiyonu adı da verilmektedir- hükümlerinde bu konuda ayrı bir düzenleme getirilmiş ve 17. madde ile garanti mektuplarının üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceği hükme bağlandıktan sonra ancak üçüncü kişiye zarar verme kasıt ve niyeti bulunmayan hallerde böyle bir mektubun bu nedenle tazminat ödeyen taşıyan tarafından gönderene karşı rücuan ileri sürülebileceği kabul edilmiş bulunmaktadır. Örneğin, taşınan malda hasarın varlığında kuşku duyulması veya hasarın pek az olması gibi hallerde yükleten/gönderen tarafından düzenlenen garanti mektubuna dayanılarak taşıyan tarafından gönderene rücu edilebileceği kabul edildiği halde, üçüncü kişileri kandırma kastı ile düzenlenen mektuba dayanarak gönderene / yükletene karşı rücü hakkının bulunmadığı kabul edilmektedir (Bkz. Prof. Dr. F. Tekil, Deniz Hukuku, Uluslararası Konvansiyonlar, İst. 1987 sh. 157 ve 188; Prof. Dr. T. Çağa, age., sh. 95).
Aynı konuda ülkemizin yasal düzenlemesini teşkil eden TTK. nun 1064/2. maddesinde ise bu tip anlaşma ve garantilerin geçersiz olduğu, üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceği gibi, böyle bir mektuba dayanılarak gönderene karşı da rücu edilemeyeceği açık ve kesin bir şekilde hükme bağlanmış bulunmaktadır. Nitekim, yasakoyucu da anılan maddenin gerekçesinde, (Adliye Encümen Mazbatası) aynen: "...Ancak donatan bu gibi yanlış beyanlardan dolayı gönderilene karşı mesul bulunmaktadır. Böyle bir mesuliyet halinde yükletene veya taşıtana rücu haklarını teminen kendilerinden bir garanti mektubu almaktadırlar. İşte bu gibi suistimallerin önüne geçmek maksadıyla mezkur garanti taahhütlerinin hükümsüz olacağına dair ikinci fıkranın sevki uygun görülmüştür" gerekçelerine yer vermek suretiyle maddenin suistimalleri önleme amacıyla bu şekilde düzenlendiği hiç bir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmuş bulunmaktadır. İşte bu gerekçeyi de dikkate alan Dairemiz emsal teşkil eden 17.11.1981 gün ve 1981/4401-4861 sayılı kararında aynı sonuca varırken bu düzenlemenin emredici bir kural olduğunu da vurgulamış bulunmaktadır.
O halde, ülkemizdeki yasal düzenlemeyi teşkil eden TTK. nun 1064/2. maddesindeki açık ve emredici hüküm karşısında taşıyanın garanti mektubuna dayanarak gönderene rücu etmesi mümkün değildir. Yasanın emredici hükmüne aykırı davranan taşıyıcının bizim yasal düzenlememiz karşısında bunun sonucuna katlanması gerekir. Yorum yolu ile bu hükmün değişik bir şekilde uygulanmasının yasanın açık hükmüne aykırılık teşkil edeceği açıktır.
Dava konusu olayda, davacı tarafından dava dilekçesinde açıklandığı üzere, taşıma konusu çelik ruloların yüklenmeden önce açık sahada istiflenmesi sonucu paslandığı taşıyıcı tarafından tespit edilmiş ve bu açık hasar nedeniyle temiz konşimento düzenlememesi gerekirken, gönderenden bu yolda garanti olarak (cleen on board) şerhini taşıyan temiz konşimento düzenlemek suretiyle yasanın açık hükmüne aykırı davranmış ve bu şekilde konşimentoya dayanarak bu malı alacak kimseleri kandırma kastı ile hareket etmiş bulunmaktadır. Oysa, üçüncü kişileri kandırma niyeti ve kastına davalı olarak alınan garanti mektupları yukarıda da açıklandığı gibi, Hamburg Konvansiyonu kuralları yönünden de garantiyi veren gönderene karşı rücu hakkı vermesi mümkün değildir. O halde, ülke olarak bizim katılmadığımız ve yasal düzenlememize aykırılık teşkil eden Hamburg kurallarının bir an için yorum ve kıyas yolu ile uygulanması mümkün olduğu farz edilse bile olayın yukarıda açıklanan özelliği karşısında bu kurallara göre de davacının yükletene rücu hakkının mevcut olmadığının kabulü gerekir.
Bu durum karşısında, davacı vekilinin yerinde görülmeyen karar düzeltme isteminin reddine karar verilmesi gerekir.
Sonuç : Yukarıda 1 ve 2 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen karar düzeltme isteminin (REDDİNE), bakiye 97.600 lira karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyenden alınmasına ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK.nun 442/3. madde hükmü uyarınca takdiren 100.000 lira para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 21.4.1994 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı K... AŞ. ile davalı E... arasında, demir/saç rulo yükün Türkiye'deki Ereğli'den Japon ya ' daki Osaka ve Funabashi limanlarına taşınması için bir çarter mukavelesi yapılmıştır. Ancak, konşimentoların düzenlenmesi sırasında demir/saç rulo yüklerin yüklemeden önce açık havada bekletilmesinden dolayı paslanma hasarına maruz kaldıkları hususunda ortaya çıkan şüphe ve tereddütler nedeniyle taşıtan E.... AŞ. iletaşıyan K AŞ. arasında 9.10.1986 tarihli bir taahhüt anlaşması tanzim edilmiştir. Buna göre K gemisine yüklenen mallar için armatörün "Clean on board" konşimento tanzim ederek imzalamasından dolayı tahliye limanında armatöre karşı malın alıcısı veya herhangi bir üçüncü kişi tarafından yöneltilecek olan her türlü zarar ve ziyan talebi vukuunda~sözkonusu talebin taşıtan tarafından karşılanacağı taahhüt edilmiştir. Bu taahhüdü alan taşıyan demir/ saç ruloları yüklemeden önce paslı olduğunu gördüğü halde konşimentoya hasar şerhi koyma yarak davalı E.... 'ya "Clean on borad" temiz konşimentoyu vermiş ve taşıyan tahliye limanında hasardan dolayı gönderilene ödediği tazminatı taahhüt gereği taşıtandan talep ettiği anlaşılmaktadır.
Türkiye'de ve dünyada yükletenin taşı yana karşı yaptıkları bu "taahhüde" uygulamada "Garanti mektubu" adı verilmektedir. Garanti mektubu ile taşı tan (yada yükleten) beyanlarının doğru çıkmaması yüzünden taşı yanın uğrayacağı zararları tazmin etmeyi taahhüt ve taşıyanın kendilerine rücu hakkı bulunduğunu kabul ederler.
Garanti mektuplarının geçerli olup olmadıkları, Uluslararası alanda ve Türkiye 'de tartışma yaratmıştır.
Prof. Dr. Çağa, "Genellikle taşıyan veya konşimentoyu düzenleyen temsilcisine, konşimentoyu iktisap edecek olanları kandırma kastını izafe etmek mümkün olmayan hallerde -mesela hasarın varlığında tereddüt olunması veya hasarın çok cüzi olması hallerinde durumun böyle olduğu kabul edilmektedir- ortada bir "Lettre de garantie honnete" mevcudiyeti kabul edilerek hukuken geçerli sayılmakta, fakat böyle bir kastın varolması halinde (ezcümle hasar pek aşikar ise durum böyledir) ise mektup "Lettre de garantie frauduleuse" niteliğinde olduğundan hukuken geçersiz sayılmaktadır. Türk hukukunda ise mesele sarih bir kanun hükmü ile düzenlenmiştir. TTK. 1064/2 hükmüne göre "Donatanın (Taşıyanan), "taşıtan ve yükletenle anlaşarak konşimentoya hakikate aykırı kayıtlar koyması yüzünden gelecek mesuliyetlerden dolayı taşıtan veya yükletene rücu hakkı bulunduğunu derpiş eden bütün anlaşmalar hükümsüzdür (Prof. Dr. Tahir Çağa, Deniz Ticaret Hukuku, İİ. Navlun Sözleşmesi, 7982, sh. 95).
Prof. Dr. Oktay ise; "TTK. bunların hükümsüz olduğuna hükmetmiştir (TTK. 1064/f.2). Fakat bu mektupların çok masum niyetlerle, mesela taşı yanın tereddütlerini gidermek için verildiği de olur. Onun için navlun mukaveleleri ile ilgili hükümleri değiştiren 18 Haziran 1966 tarihli yeni Fransız Kanunun isabetli olarak garanti mektuplarının üçüncü kişilere karşı hükümsüz olduğunu kabul etmekle beraber yükletene karşı ileri sürülebileceğini öngörmüştür (m. 20). Bahis konusu hüküm HGB 'de bulunmadığı gibi kanunumuzun hükümet tasarısında da yoktur" (Prof. Dr. Sami Okay, Deniz Ticaret Hukuku İİ. Navlun Mukaveleleri, Denizde Yolcu Taşıma ve Deniz Ödüncü Mukaveleleri, 7971 sh. 63).
Prof. Dr. Rayegan Kender ve Yrd. Doç. Dr. Samim Unan dava dosyasında bulunan 6 .2 .1989 tarihli ortak hukuki mütalaalarında;
"Bu hükümsüzlük bazı hukuklarda taşı yanın veya temsilcisinin üçüncü kişi konşimento hamillerini aldatma niyetinin varlığı şartına tabi tutulmuştur (mesela Alman Hukuku, Hamburg Kaideleri m. 17). Türk Hukukunda ise konuya ilişkin açık bir kanun hükmü mevcuttur (TTK. 1064/2) madde metni aynen şöyledir "Donatanın (taşıyan olacak, taşıyan veya .. bütün anlaşmalar hükümsüzdür..." hükümden bu anlaşmaların tamamen hükümsüz olduğu görüşündedirler".
Bu konuda araştırması bulunan Hukukçu Stj. Av. Kerim Atamer, İst. Baro Dergisi Temmuz-Ağustos-Eylül 7988, sayı: 7-8-9, sh: 495-508 'de yayınladığı "Temiz Konşimento Karşılığı Garanti Mektubu" başlığını taşıyan incelemesinde; "Temiz konşimento karşılığı garanti mektubu uygulamasında en katı çözümlerden birinin Türk Hukukunda TTK. 7064/2 ile benimsenmiş olduğu saptanır. Hiçbir ayırım gözetmeksizin anılan amaca hizmet eden tüm garanti sözleşmelerini geçersiz sayan bu hükmün fiili duruma yabancı olduğu rahatlıkla söylenebilir, çünkü bir çok gemi işletmesinin matbu garanti mektubu formları bastırdığına tanık olunmaktadır ".
Bu konuda dosyaya hukuki mütalaa veren değerli hukukçu Prof. Dr. Mesut Önen; "TTK. 7 064/2 hükmü, yabancı hukuklar ve uluslararası düzenleme istikametinde kaleme alınması gerekirken, TTK. tasarısının son şeklini aldığı biranda üzerinde fazla durulmadan, eksik biçimde düzenlenmiştir. Maddi ruhi itibariyle yorumlanarak "Taşıyanın taşıtan veya yükletenle anlaşarak hakikate aykırı kayıtlar koymuş olması yüzünden gelecek mesuliyetlerden dolayı taşıtan veya yükletene rücu hakkı bulunduğunu demiş eden anlaşmalar, taraflar arasında geçerli, fakat üçüncü kişilere karşı hükümsüzdür" şeklinde anlamak yerinde olacaktır" diyerek tartışmaya yeni bir boyut getirmiştir.
Uluslararası düzenlemeye baktığınızda bu konuda 1978 tarihli Hamburg kuralları kabul edilmiştir. Anılan kuralların 17. maddesine göre;
1- Temyiz konşimento karşılığı verilen garanti mektupları konşimento hamilleri ve gönderilene karşı hükümsüzdür.
2- Böyle bir garanti mektubu, üçüncü kişilere zarar vermek kasdı yoksa, yükletene karşı geçerlidir" kuralı getirmiştir.
İngiliz Hukukunda, temiz konşimento düzenlemesi karşılığı garanti mektubu verilmesi işlemi garanti sözleşmesi olarak nitelendirilmekte, sözleşmenin muhtevasını konşimentoya bir "misrepresentation" yazılması oluşturmaktadır. Eğer kasıtlı bir (fraudulent) bir "Misrepresentation" sözkonusu ise, garanti sözleşmesi geçersizdir. Sözleşmenin geçersizliği "Misrepresentation" kasıtlı olması koşuluna bağlı olduğundan, İngiliz mahkemeleri, gönderilen bir haksız fiil talebine sahip olup olmadığını araştırmakta ve haksız filin koşulları mevcutsa garanti sözleşmesini hükümsüz saymaktadır. Buna göre aşağıdaki hallerde düzenlenen garanti mektupları geçerli sayılmaktadır.
1- Yükleten ve taşıyan, yükün eksikliklerini o kadar önemsiz kabul etmektedir ki, taşıyan gönderilenin menfaati doğrultusunda temiz konşimento düzenlemektedir.
2- Taşıyan ile yükleten arasında yükün durumu hakkında ihtilaf bulunmaktadır veya taşıyan makul bir tereddüt içindedir.
Nitekim "King's Bench Division" 1935 tarihli bir kararında, taşı yandan beklenebilecek bilgi seviyesini aşan hallerde düzenlenen garanti mektubunu tanımış ve yükleteni ödemeye mahkum etmiştir (Bak. Stj. Av. Kerim Atamer, age., sh. 504).
Alman Hukukunda, temiz konşimento karşılığında garanti mektubu verilmesi suretiyle kurulan garanti sözleşmelerinin geçerliliği ve geçersizliği konusunda bir kanun hükmü olmamakla birlikte, taşı yanın veya temsilcisinin ancak 3. kişi konşimento hamillerini aldatma niyetinin varlığı halinde hükümsüz olduğu kabul edilmekte aksi halde geçerli olduğu benimsenmektedir.
İtalya Hukukunda, İtalya müellifleri Prof. Antonio Lefebre d 'üv'idio ve Prof. Gabrielepascotoren 'in ortaklaşa yazdıkları (Manulede Dirittodella Navigaziona) adlı eserin 352 sahife 425 'de "yükletenin taşı yana sadece taraflar arasında geçerli olan bir garanti mektubu tevdi edebileceği) görüşünü ileri sürerek garanti mektuplarının mektubu düzenleyen yükleten (yada taşıtan) ile mektup kendisine tevdi edilen taşıyan arasında hüküm ifade edeceğini belirtmektedirler.
Fransız müellifi Prof. Rene Rodiere, "Droit Maritine" adlı eserinde garanti mektubu karşılığında temiz konşimento düzenlenmesinin tehlikelerine işaret etmekte ancak Fransız Deniz Ticaret Yasasının 1966 reformuyla gerçekleştirilen 20. madde değişikliği ile garanti mektuplarının 3. kişilere karşı geçersiz, buna karşın yükletene karşı geçerli kılındığını açıklamaktadır.
Türk Yargıtayı bu konuda değişik kararlar vermiştir. Y. 11. HD. 'nin 17.11.1981 gün, 81/4401-4869 sayılı kararında:
"Davacının davasına dayanak yaptığı 18.11.1975 günlü belgenin geçerli olup olmadığı tartışılması gerekmektedir. Sözü edilen belgenin incelenmesinde malın yüklenme sırasında ikinci kaptan tarafından düzenlenen (ikinci kaptan tesellüm makbuzu-Mate 's Receipt) de bulunan malın hasarlı olarak gemiye yüklendiğine ilişkin (Rezervli) kaydının aradaki anlaşma gereğince konşimentoya derç edilmeyeceği ancak bu konuda taşıyıcının bir zararı doğarsa o zaman bunu gönderenin ilk talepte taşıyıcıya ödeyeceğini kabul ve taahhüt eden bir belge niteliğinde olduğu görülmektedir. Bu tür anlaşmalar TTK. nun 1064/2. maddesindeki buyurucu hüküm gereğince hükümsüzdür. Bu maddenin yasa koyucu tarafından düzenlenen gerekçesinde de belirtildiği gibi, taşıyan ile gönderilen kendi aralarında anlaşarak gerçeğe aykırı konşimento düzenlemeleri suistimal niteliğinde görülerek, bu gibi suistimallerin önlenmesi için bu yasal düzenlemenin yapıldığı anlaşılmaktadır (TBMM. Adliye Encümeni Mazbatası, gerekçe sh. 409).
Dairemiz bu içtihadı ile esnek yorum yollarını kapamış iken Türkiye ve dün yanın pek çok ülkesinde garanti mektubu niteliğinde yazılar, beyanlar, taahhütler tanzim edildiği için yıllar sonra verdiği bir kararda bu tür anlaşmaların 3. kişiler ile alıcıya bağlamayacağı ancak taşıyıcı ile taşı tan arasında geçerli olduğunu kabul etmiştir.
"Uyuşmazlık, davacı taşıyıcının, aslında konşimentoda yazılı miktarda emtianın gemiye yüklenmediği halde davalı taşıtanın verdiği 30.9.1989 tarihli garanti (teminat) mektubuna istinaden temiz konşimento düzenlemesinden sonra tahliye limanında beliren noksanlıktan dolayı ödeme yapan davacı taşıyıcının taşı tandan ödediği miktarı tahsili istemine ilişkindir. Yerel mahkeme TTK. nun 1064/2. maddesinin emredici hükmü hilafına hareket edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine hükmetmiştir.
TTK.nun 1064/2. maddesinin hükmünü sadece 3. kişiler ile alıcıyı bağlamayacağı şeklinde anlamak icap eder. Taşıyıcı ile taşıtan arasında düzenlenmiş bir garanti taahhüdü geçerli olup, bu kabul irade serbestisi ilkesine ve dünya hukuklarındaki bu doğrultudaki temayüle de uygundur. Bu itibarla aksi düşüncedeki gerekçe isabetli görülmemiştir... bu nedenle hükmün davacı yararına bozulmasına" karar verilmiştir (Y. 11. HD., 25.11.1993 gün, 1992/7095 - 1993/7742 özel kartondan, yayınlanmamıştır).
Görüldüğü Yüksek Özel Daire de dünya hukuklarındaki gelişmelere uygun olarak TTK. 1064/2. maddeyi son içtihatlarında yorumlayarak taşıyan ile yükleten arasında tanzim edilen garanti mektuplarına geçerlilik tanımak doğrultusunda görüş bildirmiştir.
Sayın çoğunluk, 1981 tarihli kararda olduğu gibi bu kararda da TBMM. gerekçesine dayanmaktadır. Oysa, TTK. 1064/II'de yer alan hüküm, kanunumuzun alındığı Mehaz Alman Kanununda (HGB 'de) mevcut değildir. Kanunun meclise sevkinde hazırlanan Hükümet Tasarısında da yer almamıştır. Anlaşıldığına göre, Adalet Komisyonunda acele ile ilave edilmiş ve meclisden tartışılmadan geçmiştir. Zaten kanunun bu maddesinin acele ile ele alındığı metninden anlaşılmaktadır. Nitekim, Prof. Dr. Çağa ve Prof. Dr. Rayegan Kender, Yrd. Doç. Dr. A. Samim Ünan yukarıda anılan eser ve hukuki mütalaalarında TTK. 1064/İİ hükmündeki "Donatan" deyiminin, "Taşıyan" olarak anlaşılması gerektiğini bildirmişlerdir. Şimdi, 'dosyaya hukuki mütalaa veren Prof. Dr. Mesut Önen 'in bildirdiği gibi kanunu lafzi olarak yorumlarsak ""Donatan olmayan taşı yanın rücu demiş eden anlaşmalarını geçerli saymak icab edecektir". Oysa, kanunkoyucu burada yanlışlıkla ve acele ile taşıyan yerine "Donatan" deyivermiştir. 0 halde metnin başlangıçta eksik düzenlendiği doktrin tarafından da kabul edilmektedir (yukarıda anılan age. lerde bu husus açıkça kabul edilmektedir).
O halde "temiz konşimento karşılığı garanti mektubu" uygulamasında, yabancı hukuktaki uygulama ve bilhassa 1978 tarihli Hamburg Kuralları 'nın 17. maddesinde açıklandığı gibi;
1- Temiz konşimento karşılığı verilen garanti mektupları konşimento hamilleri ve gönderilene karşı hükümsüzdür.
2- Böyle bir garanti mektubu, üçüncü kişilere zarar vermek kasdı yoksa yükletene karşı geçerlidir kuralları dikkate alınarak TTK. 1064/II. hükmü yorumlanmalı ve irade serbestisi prensibi dikkate alınarak bu taahhütleri taraflar arasında geçerli fakat üçüncü kişilere karşı hükümsüzdür diye anlamak gerekmektedir. Aksi halde Türkiye 'de ve dünya hukukunda kullanılan ve artık matbu hale getirilen garanti mektuplarını yok saymak gibi kanun koyucunun düşünmediği bir sonucu benimsemiş oluruz ki bu düşünce tarzı uluslararası hukuka da aykırı olacaktır.
Bu durumda taşıyan K... AŞ. ile taşıtan davalı E... AŞ. arasındaki 9.10.1986 tarihli taahhütname geçerli olup davacının, 3. şahsa taahhüt kapsamındaki zarar nedeniyle ödemek zorunda kaldığı tazminatı davalı taşıtandan isteyebileceğine göre davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile mahkeme hükmünün b o z u 1 m a s ı gerektiği görüşü ile sayın çoğunluğun karar düzletme talebinini reddi hakkındakigörüşüne karşıyız..
Gönen ERİŞ İhsan DEMİRKIRAN
Üye Üye