 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas no : 1994/264
Karar no : 1994/4336
Tarih : 17.05.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 11.11.1993 tarih ve 444-521 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin, davalı şirket ortakları olduklarını, davalı şirketin yapılan şifai müracaatlara rağmen 1986 yılından itibaren 1991 yılı sonuna kadar bilançosunda tahakkuk eden karları dağıtmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak kaydıyla M. ve Z. için (12.785.106), F. için ise (18.099.988) liranın her yıl ile ilgili bilanço tarihlerine göre hesaplanacak ticari faizleri ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacılardan M. ve Z.'nin 1986-1990 yıllarına ait kar paylarını makbuz karşılığı aldıklarını, 1991 yılı karlarının dağıtılması için ise genel kurul kararı alınmadığını, öte yandan 1991 yılı kar payına mahsuben davacılardan M. ve kocasına toplam (10.000.000) lira ödendiğini, bu ödemelerin sadece kendisi ile ilgili olmayıp tüm davacılar için yapıldığını, davacı F.'nin 1986-1990 yılları arası kar payının (5.314.882) lira olduğunu, bu davacının ödenmek istemesine rağmen bu parayı almadığını, müvekkilinin bu tutarı ödemeye hazır olduğunu, bu miktarla ilgili davayı kabul ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 1986-91 yılları için her davacıya ödenmesi gereken kar payının (8.245.124) lira olduğu hususunun ihtilafsız bulunduğu, davacılardan Z. ve M.'nin bu tutarın (5.314.882) lirasını daha önce aldıkları, bilançonun yapılmış ve dağıtılacak kar payının belirlenmiş olması sebebiyle genel kurul kararına (1991 yılı kar payı için) gerek bulunmadığı, davacı F'nin 1986 yılı kar payının (323.397) lira, 1987 yılı kar payının (168.451) lira, 1988 yılı kar payının (1.316.119) lira, 1989 yılı kar payının (2.754.473), 1990 yılı kar payının (525.119) lira ve 1991 yılı kar payının ise (3.157.484) lira olduğu, daha önce (5.314.882) lira almaları sebebiyle diğer davacıların 1991 yılı için (2.930.242) lira isteyebilecekleri gerekçesiyle (8.245.124) liranın davalıdan alınarak davacı F'yi verilmesine, dönem sonları itibariyle ticari fazi yürütülmesine, diğer davacılar için ise (2.930.242)'şer liranın dönem sonu itibariyle ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- TTK.nun 539 f.1, b.4. maddesi hükmüne göre safi karın kullanma biçimi ortalar kuruluna aittir. Ortaklar kurulu kar dağıtımı için bir karar vermedikçe, bir ortağın dava açarak kendisine ait karı istemesi olanaksızdır (Bkz. G. Eriş, Türk Ticaret Kanununun Ticari İşletme ve Şirketler, Genişletilmiş 2. baskı, Ankara, 1992, s. 1535). Davada davalı taraf 1991 yılı kararının dağıtımı hususunda bir ortaklar kurulu kararının bulunmadığını savunmuş ve davacı taraf da böyle bir kararın varlığını iddia ve ispat etmemiştir. O halde, mahkemece, davacıların 1991 yılı karına yönelik istemlerinin reddine karar verilmek gerekirken, anılan husus nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Öte yandan, davalı taraf davacılardan F'nin 1986-90 yılları kar payına yönelik istemi kabul etmiş ve diğer ortaklara kar paları ödendiği halde bu davacının davadan önce kar payını almadığını savunmuştur. Bu durumda mahkemece davacının davadan önce davalıya temmerrüde düşürüp düşürmediği saptanmalı ve şayet düşürülmemiş ise davadan itibaren temerrüt faizine hükmedilmelidir. Anılan husus nazara alınmadan infazda da güçlük yaratacak biçimde faiz başlangıç tarihleri de gösterilmeyerek (dönem sonu itibariyle) şeklindeki bir ibare ile davadan önce temerrüt faizine hükmedilmesi de doğru değildir.
3- Ayrıca, kabule göre de, kısmi kabul nazara alınmadan yargılama gideri ve ücreti vekalete hükmedilmesi de doğru olmamış, hükmün bu nedenle de davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.05.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.