 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 1993/597
Karar No: 1993/7050
Tarih: 04.11.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 3.12.1992 tarih ve 45-791 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin % 5 payıa sahip kurucu ortağı olduğunu ve müvekkilinin sahip olduğu beş adet ama yazılı hisse senetlerini hiç kimseye devir etmediğini, buna rağmen davalı şirketin müvekkiline herhangi bir çağrı yapmadan tüm paylar temsil edilmiş gibi göstermek suretiyle 25.12.1991 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yaptığını, TTK.nun 368. maddesi uyarınca müvekkiliin taahütlü mektupla genel kurula çağrılması gerektiği, müvekkili çağırılmadan yapılan genel kurul toplatısının usulsüz olduğunu ileri sürerek, genel kurul toplantısında alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kurucu ortak olan davacının kardeşleri ile birlikte bilahare tüm parasını eksiksiz olarak alarak şirketle ilişiğini kestiğini, ancak notere gidip ayrılma beyanı vermediğini, bir an için davacının hale ortak olduğu kabul edilse bile kararların % 95 nisbetinde kabul oyu ile alınmış olması nedeniyle, kararların iptal edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporuna göre, davacının ortaklığının devam ettiği ve davacı çağrılmadan yapılann genel kurulda alınan kararların geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüe karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delilleri takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Ancak, davacı usulüne uygun çağrı yapılmadığını ileri sürerek genel kurulda alınan kararların iptalini istemiş bulunmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları ile dosya içeriğine göre davacının % 5 pay sahibi olduğu ve genel kurula usulüne uygun biçimde çağrılmadığı anlaşılmıştır. Dairemizin kökleşen uygulamalarına göre çağrıı usulsüz olması hali dava açma hakkı yönünde davacıya bir hak verdiği kabul edilmekte ise de, bu husus kararların iptali için yeterli olmayıp, genel kurulda alınan kararların yasa, ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunun iddia ve isbat edilmesi de gerekmektedir. Davacı, kurulda alınan kararların yasa, anasözleşme ve iyiniyet kurallarıa aykırı olduğunu iddia ve isbat edemediğie göre davanın reddine karar verilmek gerekirken hukuki konuda bilirkişiden rapor alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) no'lu bendde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarını reddine, (2) no'lu bendde yazılı nedenlerle hükmün davalı yararına bozulmasına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 4.11.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.