 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E. 1992/7603
K. 1993/623
T. 4.2.1993 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÇEK
HUKUKİ İLİŞKİ
ÖZET Dava konusu çekin ibrazından sonra davalı eline geçtiği anlaşılmaktadır. Böyle bir ciro alacağın temliki niteliğindedir. Hal böyle olunca davacı çekin ilk hamiyle olan hukuki ilişkiyi davalıya karşı ileri sürmek hakkına haizdir.
(6762 s. TTK. m. 602)
Taraflar arasındaki davadan dolayı (Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesi)nce verilen 16.5.1990 tarih ve 620-315 sayılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; demek şeklinde faaliyet gösteren " Spor Kulübü'nün başkanlığını yapan müvekkilinin, dava dışı olup ta davalı ile aynı isim ve soyadı taşıyan davalının oğlunun futbolcu olarak transfer nedeniyle kendi isim ve soyadıyla 30.11.1988 tarihli çeki keşide ettiğini, (12.500.000) TL. bedelli bu çekin dava dışı bankadaki hesabının anılan kulüp adına olduğunu, davalının oğlunun muhatap bankadaki kulüp hesabının karşılıksız kaldığını öğrenmesi üzerine dava dışı oğul ile davalı babanın kötü niyetli olarak anlaşıp oğlunun çeki davalı babaya ciro ettiğini, durumu bildiği halde davalının bu kez keşideci görünen müvekkili aleyhine icra takibine giriştiğini ileri sürerek çek hesabının kulüp adına olduğunun belirlenerek anılan çekten müvekkilinin şahsen sorumlu ve borçlu olmadığının tesbitiyle takibin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; iddianın iradeyi sakatlayan bir sebebe dayanmadığını, çek üzerindeki kayıtlardan davacının sorumluluğunu kaldıran bir durumun görülmediğini, tedbir yoluyla takip durdurulduğundan davacıdan % 40 tazminata hükmedilmek suretiyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, mübrez belgeler, ilgili icra dosyasına nazaran davacının keşideci davalının meşru hamil olduğu, davacının kulübü ve çek lehtarının hasım göstermeksizin hamili dava edemeyeceği, davalıya husumet teveccüh etmeyeceği, dava husumetten reddedilmekle taraflara inkar tazminatı veya kötü niyet tazminatı verilemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine hükmedilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmişlerdir.
Yukarıda açıklandığı üzere davacı, davalı tarafından yapılan çeke davalı icra takibine karşı işbu davayla borçlu olmadığının tesbitini istemiş bulunmaktadır. Davalı, çekin bankaya ibrazından sonra bu çeki ciro suretiyle aldığını beyan etmiştir. Bu durumda, dava konusu çekin ibrazından sonra davalı eline geçtiği anlaşılmıştır. Böyle bir ciro, alacağın temliki niteliğindedir. Hal böyle olunca davacı, çekin ilk hamiliyle olan hukuki ilişkiyi davalıya karşı ileri sürmek hakkını haizdir. Yani, davacı çekin ilk hamiline karşı ileri sürebileceği def'ileri davalıya da ileri sürebilir. Bu itibarla, işbu davada husumetin davalıya tevcihinde yasaya aykırı bir yön yoktur. Mahkemece açıklanan hususun gözden uzak tutulması doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozmanın kapsamına göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 4.2.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|