 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1992/7095
K: 1993/7742
T: 25.11.1993 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 23.12.1991 tarih ve 887-1321 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 23.11.1993 gününde davacı avukatı geldi davalı avukatının 23.11.1993 tarihli bir telgraf göndererek murafanın başka güne talikini istediği anlaşıldı, davacı vekiline soruldu. İstem yerinde görülmeyerek temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı tarafın avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili; müvekkiline ait gemiyle, davalı şirkete ait brüt (707.200) Kg Tall Oil Sıvı Yağ Asidi'nin Dil İskelesinden Cezayir'e taşındığını, yükleme sırasında meydana gelen hasarlar nedeniyle müvekkilinin çekincesi üzerine davalının 30.9.1989 tarihli yazısıyla, 27.9.1989 tarihli fatura muhteviyatı hamuledeki her türlü eksiklik zarar-ziyandan kendilerinin sorumlu olacağını beyan ve taahhüt ettiklerini, bunun üzerine müvekkilinin çekincesini kaldırarak 30.9.1989 tarihli konişmentoyu tanzim ve teslim ettiğini, gemininsefer sonunda eksiklik ve hasar sebebiyle Cezayir'li alıcının sigortacısının alıcıya ödeme yapması nedeniyle Cezayirli sigortacının müvekkilinden (142.000) Cezayla limana istemde bulunduğunu, konunun davalıya ihbar edilmesine rağmen ödemede bulunmadığını, bunun üzerine gemilerinin yurt dışında alıkonulmasını önleyebilmek için müvekkilinin sigortacıya ödeme yaptığını, bunun üzerine davalı aleyhine İstanbul 7. İcra Memurluğunda İcra takibine giriştiğini, davalının itirazıyla takibin durduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptaliyle % 45 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; Emniatının davacı gemisine hasarsız ve hiçbir rezerv olmadan yüklendiğini, bunun üzerine davacı taşıyan tarafından 30.9.1989 tarihli (Clean on boarda Temiz konişmentoy konişmentonun düzenlenip müvekkiline verildiğini, davacının müvekkiline tanzim ve imza ettirdiği yazının TTK.nun 1064/2 maddesi uyarınca geçersiz olduğunu, davacının alıcının sigortacısı veya başka bir kimseye emtianın noksanlığından dolayı ödeme yapmadığından davayı açamıyacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, mübrez belgeler, ilgili icra dosyası ve bilirkişiler raporuna nazaran davacı gemisine yüklenen emtianın ambalajının kifayetsiz olduğu, buna rağmen temiz konişmento düzenleyen davacı taşıyanın TTK.nun 1110/1 ve 1061. maddeleri uyarınca yük alıcısına karşı sorumlu olacağı, tacir olan davacının bunu bilmesi gerektiği, buna rağmen yüke ve ambalaja dair çekince koymadan temiz konişmento düzenleyen davacının TTK.nun 1104. maddesine aykırı şekilde bir gerçeği konişmentoya yansıtmadığı, bu hususların alıcının ve 3. şahısların zararına olması nedeniyle TTK.nun 1064/2. maddesinde yasaklandığı, davalı gönderenin düzenlediği 30.9.1989 tarihli teminat yazısının TTK.nun 1064/2. maddesini uygulamadan kaldırma gayesi güttüğü, gönderen veya yükleyenin taşıyıcıya vereceği bu tür teminat (garanti) yazılarının tüm dünya hukuklarında alıcı ve 3. kişilere karşı ileri sürülemiyeceği, ancak taşıyan ile gönderen (yükleten) arasındaki uyuşmazlıklarda bu tür teminat yazılarının geçerliliğine bazı yabancı hukukların cevaz vermesine rağmen TTK.nun 1064/2. maddesinin açıkça bunu yasakladığı, davacı taşıyanın dayandığı teminat yazısının davalıya karşı bir talep hakkı vermiyeceği, Yargıtay uygulamaları ile tatbikatında bu doğrultuda olduğu, kaldı ki davacının yük alıcısı veya sigortacısına ödediğini ileri sürdüğü makbuzun gerek tarih gerek miktar itibariyle olaya uygunluğunun bulunmadığı ve ödediğini kanıtlamaktan uzak olduğu gerekçeleriyle davanın reddine hükmedilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Uyuşmazlık, davacı taşıyıcının, aslında konişmentoda yazılı miktarda emtianın gemiye yüklenmediği halde davalı taşıtanın verdiği 30.9.1989 tarihli garanti (teminat) mektubuna istinaden temiz konişmento düzenlemesinden sonra tahliye limanında beliren noksanlıktan dolayı ödeme yapan davacı taşıyıcının taşıtandan ödediği miktarı tahsili istemine ilişkindir. Yerel mahkeme, TTK.nun 1064/2. maddesinin emredici hükmünün hilafına hareket edilemiyeceği gerekçesiyle davanın reddine hükmetmiştir.
TTK.nun 1064/2. maddesinin hükmünü sadece 3. kişiler ile alıcıyı bağlamıyacağı şeklinde anlamak icap eder. Taşıyıcı ile taşıtan arasında düzenlenmiş bir garanti taahhüdü geçerli olup, bu kabul irade serbestisi ilkesine ve dünya hukuklarındaki bu doğrultudaki temayüle de uygundur. Bu itibarla aksi düşüncedeki gerekçe isabetli görülmemiştir.
Öte yandan, davalı miktara itiraz edip davacının Cezayirli alıcıya ödeme yapmadığını savunduğu halde bu hususlar bilirkişiler raporunda araştırılıp değerlendirilmemiştir. O halde bu hususlarda bilirkişi incelemesi yaptırılmak ve hasıl olacak sonucu hüküm kurulmak gerekirken eksik incelemeyle ve yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmediğinden hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: : Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, davacı vekili yararına taktir olunan (750.000) TL. duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25.11.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|