Hukuki.NET

T.C. YARGITAY11. Hukuk DairesiE: 1992/6648K: 1992/11775T: 30.12.1992
Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul 7. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 2.7.1991 tarih 762-620 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 29.12.1992 gününde davacılar avukatı S.Sulhi Tekinay ile davalı avukatı Fahiman Tekil gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
 
KARAR : Davacılar vekili; müvekkillerinin davalı şirketin (1.600) payından (715) payına sahip olduklarını, davalı şirketin 1986 yılı faaliyetlerinin 13.5.1988 günü saat 10.30'da yapılan genel kurulda 1987 yılı faaliyetlerinin ise yine aynı tarihte saat 11.30'da yapıldığını, müvekkillerinin bu toplantıda, muhalefetlerini zapta geçirdikleri gibi ayrıca müstakil muhalefet dilekçeleride verdiklerini belirttikten sonra her iki genelde özel denetçi seçimine, yönetim ve denetim kurulu raporlarının onanmasına, yönetim kurulunca sunulan bilançonun ve kar tevzii hususunun (ibra saklı kalmak üzere) kararlaştırıldığını, ayrıca yönetim ve denetim kurulu üyelerine ödenecek aylık ücretler ile yıllık ikramiye miktarlarının karara bağlandığını oysa yönetim kurulunun 1987 yılında (3) ay 5 kişi yerine 2 kişiyle çalıştığını bu dönemdeki işlemlerin ve bilançonun hükümsüz olduğunu, 1986 genel kurulunda alınan kararların iptaline hükmedildiğinden 1985 yılı faaliyetleri ibra edilmeden 1986 faaliyetlerinin onanmasının usulsüz olduğunu, 1987 yılı faaliyetlerinden olmak üzere yeni yatırımlardan söz edildiği halde bilançodan bu hususun gözükmediğini, rapor ve bilançolarda hammadde miktarı ile imalatın tonaj ve adetinin belirsiz olduğunu, ortaklar cari hesabı, alacak, borç kalemleri, müşteriler vs. hesaplarının belirsiz ve özel bir çabayla gizlenmiş olduğunu, banka hesabında gösterilen para ile şirket kararında mevcut gibi gösterilen miktarların gerçeği yansıtmadığını, müvekkilleri payına düşüpte hapsedilen (378.254.414) TL.nın nasıl kullanıldığının belirsiz olduğunu, büyük yatırımlar öngörüldüğü halde kar dağıtımına gidilmesinin çelişki teşkil ettiğini, kredi ihtiyacı içinde olan şirketin yönetim kurulu ve denetim kuruluna bağladığı aylıkların ve yönetim kurulu üyelerine vermeyi kararlaştırdığı taltif anlamındaki ikramiyenin fahiş olduğunu, keza T.T.K.348.maddesi uyarınca kendilerininde isteği olan özel denetçi atanmasında kendi gösterdikleri adaylardan hiçbirinin seçilmemesi suretiyle kanunun amacına aykırı davranıldığını ileri sürerek her iki genel kurulda alınan kararların tümden iptaliyle şirkete özel murakıp tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; gündemde olmamasına rağmen özel denetçilerin davacılar isteğiyle seçildiğinden ve yöneticiler ibra edilmediğinden davacıların böyle bir davada hukuki yararlarının bulunmadığını, davacıların Ankara grubu diye vasıflandırdıkları pay çoğunluğu oranındaki ve şirketi hasım göstererek açtıkları (12) adet hukuk ve ceza davalarını kaybettiklerini, 1985 yılı Mayıs ayında paylarının azalmasından ve yönetimden uzaklaştırılmalarından sonra yönetime hertürlü iftirayı ve alınan her karar aleyhine dava açmayı alışkanlık haline getirdiklerini, hile, şantaj, gasp vs. gibi kanunsuz hiçbir iddianın aslı bulunmadığını, denetçinin seçiminin TTK.348.maddesine uygun olduğunu, yönetim kurulunun ibrazı saklı tutularak yapılan yönetim kurulu, denetim kurulu raporu ve bilançonun onaylanmasının yerinde olduğu gibi bu hususların özel denetçi seçilmesiyle çelişki teşkil etmişeceğini, şirket yönetiminin iyi ve emin ellerde olduğunu, davacıların (22) ayrı davanın konusunu burada yeniden incelettiremiyeceğini davacılara temettülerinin ödenmeyip nedeninin açılan dava M.K.864.den kaynaklandığını, yönetici ve denetçilere bağlanan aylıkların fahiş olmayıp normal olduğunu, şirket kayıtlarının usulünde tutulduğunu, ortaklardan hiçbir durumun gizlenmediğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; iddia, savunma, mübrez belgeler ve bilirkişi raporuna nazaran 1986 yılı için genel kurulu da sadece özel denetçi seçiminin oylanıp-karara bağlandığı başkaca oylanan bir husus bulunmadığı ve karar alınmadığı, 1987 yılı için genel kurulun özel denetçi seçimi, yönetim ve denetim kurulu üyelerine bağlanacak aylıkları, yönetim ve denetim kurulu raporlarını, yönetim kurulunca hazırlanan bilançoyu ve kar dağıtımını görüşüp onayladığının anlaşıldığını, davacıların aynı tarihte yapılan iki değişik yıl genel kurulunu birlikte dava edebilecekleri gibi dava şartı olan muhalefetlerinide tutanağa geçirttikleri, özel denetçi seçiminde davacıların gösterdiği adayların seçilmemesine rağmen denetçi atanmasının TTK.348 a uygun olduğu, zira yönetim kurulu ile denetim kurulu üyelerine verilecek aylıkların fahiş olmayıp normal olduğu, ancak 1987 yılı genel kurulunda yönetim kurulu ve denetçi raporlarının onanmasına ve ibra saklı tutularak bilançonun onanması ile kar dağıtımının kabulüne dair kararların davalı şirketin 1987 yılı yevmiye ve envanter defterlerinin kapanış tastiklerinin olmayışı, 1986 ve 1987 yılları imalat defterlerinin günlük imalat hareketlerini yansıtmayışı nedeniyle sağlıklı bir randıman hesabı yapılmasına imkan vermediği, denetçi raporlarının da defterlerin kapanış tastiklerini nazara almadığının anlaşıldığı, bu durumda şirketin 1986 ve 1987 yıllarına ait bilançoların sıhhatlerin ihlali sonucuna doğuracağı gibi yapılan üretim ve stokların durumu ile borç-alacak ilişkilerini yansıtmadıkları, T.T.K.75.maddesi uyarınca bütün defterlerin birbirini teyit etmesi gerekirken etmediği gerekçeleriyle; A-) 1986 ve 1987 yılı genel kurullarında alınan özel denetçi tayinine ilişkin kararların iptaline ilişkin istemin reddine, B-) 1986 yılı genel kurulunda başkaca oylamaya sunulup alınan bir karar bulunmadığından bu hususta karar ittihasına yer olmadığına, C-) 1987 yılı genel kurulunda bağlanan ücretlere ilişkin istemin reddine, D-) 1987 yılı genel kurulunda alınan yönetim ve denetim kurulu raporlarının onanmasına, ibra saklı tutularak bilançonun onanmasına ve yönetim kurulunca teklif edilen kar tevziinin kabulüne dair kararların iptaline hükmedilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Davada 1986 ve 1987 yıllarına ai 13.5.1988 tarihli genel kurul kararlarının iptalleri istenmiştir. Mahkemece, sadece 1987 yılına ait toplantıda yönetim ve denetim kurulu raporlarının  onanması, bilançonun onanması ve kar payı dağıtımına ilişkin kararların iptaline hükmedilmiş ve özel denetcilerin seçimi istemi reddedilmiştir. Mahkemenin kararı davacılar tarafından özel denetçilerin seçimine yönelik olarak temyiz edilmemekle özel denetçilerin seçiminin reddine ilişkin genel kurul kararı kesinlik kazanmıştır. Gerek 1986 gerek 1987 yıllarına ait toplantılarda özel denetçiler seçilmiş olmasına ve bu denetçilerin TTK.348.maddesi hükmünce şirket kayıtlarının ve bilançonun doğru olup-olmadığı yönünden derinliğine bir inceleme yapmalarının gerekli bulunmasına göre, 1986 gerek 1987 yılları yönünden özel denetçilerin incelemelerini bitirip raporlarını düzenlemeleri beklenerek sonucuna göre genel kurulca bilançonun, yönetim ve denetim kurulu raporlarının onaylanıp-onaylanmıyacağının, kar dağıtımı yapılıp-yapılmayacağının dağıtım yapılacaksa ne oranda yapılacağı göndeme alınarak yapılacak daha sonraki bir toplantıda karar altına alınmak gerekirken; mahkemece, sadece defterler ve kayıtlar üzerine yaptırılan bilirkişi incelemesine dayanılarak yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmamış ve mahkemenin iptal kararı bu gerekçe muvacehesinde sonucu itibariyle doğru olduğundan onanması gerekmiştir.
 
SONUÇ: : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının  reddiyle sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, davacı vekili için taktir olunan (250.000) TL ücreti vekaletin davalıdan alınıp davacılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4.100-lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 30.12.1992 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI Dava, davalı anonim şirketin 1986 ve 1987 yılları faaliyetleriyle ilgili olarak 13.5.1988 tarihinde toplanan genel kurulda alınan (özel denetçi tayinine, yönetim ve denetim kurulu raporlarının onanmasına, ibra hususu ayrık kalmak üzere yönetim kurulunca sunulan bilanço ile kar tevziine ilişkin raporların, yönetim kurulu ve denetçilerin ücretlerinin tayinine dair) kararların, yasaya anasözleşmeye ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı bulunması nedeniyle iptali istemidir. Mahkemece,uzman bilirkişi kurulu raporu esas alınarak, genel kurulca alınan şirketin 1987 yılı faaliyeti ile ilgili yönetim ve denetim kurulları raporlarının, ibra hususu saklı kalmak üzere bilançonun tasdikine ve yönetim kurulunca teklif edilen kar tevziinin kabülüne dair kararların, yasa, anasözleşme ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı bulunarak iptaline karar verilmiştir. T.T.K.nun 75. maddesi hükmüne nazaran, tacirin basiretli bir iş adamı olarak, yasalara uygun biçimde, doğruluk ve dürüstlük kaidelerine ve ticari hayatta genel kabul görmüş muhasebe kaidelerine göre defterlerini tutması, envanter ve bilanço düzenlemesi gerekir. Genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine, ticari esaslara, basiret ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak düzenlenmiş, doğru olmayan bilançoların iptal edilerek, kar paylarının doğru olarak tesbit edilmesi ve ödenmesi talep edilebilir (Prof.Dr.Y.Karayalçın,Muhasebe Hukuk, 1988 sh.77.vd.). Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda ayrıntıları ve gerekçeleri açıkça belirtildiği gibi, davalı şirket muhasebe verilerinin sağlıklık biçimde toplanmadığı ve muhasebe düzeninin genel kabul görmüş muhasebe standartlarına uygun olarak muhasebeleştirilmedikleri, özellikle defterlerin kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, bunun defterlerin günü gününe yazılmadığını bir karine teşkil ettiği, imalat defterinin .... ve 1987 yılları için imalatta kullanılan hammadde miktarları ile imalatı biten mamul ve yarı mamullerin miktarlarının belirlenmesinin imkansız ve maliyet kontrolünün olmadığı, dönem sonunda mamül ve yarı mamül değerlendirilmesinin dayanaksız oldugunu gösterdiği, kar dağıtım kararının dayanağının varsayıma dayandığı, dağıtılmasına karar verilen kar rakkamının sıhhati kuşkulu bulunduğu açıklanmış ve mahkemece bu delillere dayanılarak TTK.nun 381.e göre açılan dava kabul edilmiştir. Azlığın istemi üzerine, genel kurulun özel denetçi tayini talebinin kabul edip,çoğunluğun işine gelen özel denetçi tayin etmesi halinde, bu tayine karşı mahkemeye itiraz edilmesi ve denetçilerin mahkemece tayini isteyebileceği gibi tayin edilen denetçilerin verecekleri rapora karşı her iki tarafın itiraz etmesi mümkündür. Bu hali ile özel denetçi tayini bir  tedbir ve delil tesbiti mahiyetinde bir karar olduğu, dolayısıyla kesin hüküm teşkil etmeyeceği sonucuna varılır. Oysa TTK.nun 381.e göre açılan genel kurul kararlarının iptali davası bir oda davası niteliğindedir. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'nin 26.5.1983 tarih ve 1983/2056-2730 sayılı kararı, G. Eriş Ticaret Kanunu, 1992,sh.1133). Bu itibarla genel kurul kararının iptali davasının şartları gerçekleştiği halde, özel denetçi tayini talebinin genel kurulca kabul edilmesi dolayısıyla, bunların verecekleri rapor sonucu beklenerek, daha sonraki bir gündemle toplanacak genel kurulda yönetim ve denetim kurullarının raporlarının onaylanması ve kar dağıtımı teklifinin karara bağlanması gerekeceğine dair çoğunluk görüşüne iştirak etmek mümkün olmamıştır. Kaldı ki, bilirkişiler, davalı şirketin genel kurul toplantısında seçilmiş bulunan özel denetçilerin, aradan iki yıla yakın bir süre geçmesine rağmen işe başladıklarına dair bir delile raslanmadığını, bunun davalı şirket yetkililerinin objektif iyiniyet kurallarına aykırı davranmalarının bir göstergesi olduğunu belirtmişlerdir. Açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun bulunan mahkeme gerekçesiyle  hükmün onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini