 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1992/6629
K: 1992/11767
T: 30.12.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde verilen 7.6.1991 tarih ve 999-568 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 29.12.1992 gününde taraf avukatları tebligata rağmen gelmediğinden tatkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı şirkete hırsızlık sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan müvekkiline ait kuyumcu dükkanındaki altınların bir bölümünün 5.8.1988 tarihinde saat 13.00-14.00 arasında müvekkilinin dükkanda bulunmadığı ve dükkanın kilitli olduğu esnada dükkan kapısı açılmak suretiyle çalındığını, davalının teminat harici olduğunu ileri sürerek zarar tutarı olan (11.209.973)TL'yı ödemediğini, oysa hırsızlığı yapan Nihat Üdük'ün olaydan 10 gün önce müvekkilinin yanından ayrılmış olup asıl anahtarı ele geçirmesinin mümkün bulunmadığını ileri sürerek, (11.209.973)TL'nın 8.9.1988 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, hırsızlığın daha önce davacının yanında işçi olarak çalışan ve olaydan 10 gün önce işten ayrılan Nihat Üdük tarafından yapıldığını ve davacının bizzat kendisinin Nihat'ın hırsızlığı yanında çalışırken kendisine verdiği dükkana ait asıl anahtarın kopyasını kullanmak suretiyle yaptığını ifade ettiğini, bu nedenle sigorta poliçesi genel şartlarının 5/e maddesi gereğince zararın teminat harici olduğunu, kilitte herhangi bir zorlama olmadığının ihtilafsız olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, Nihat Üdük'ün altınları davacının yanında çalıştığı esnada ele geçirdiği asıl anahtarın yaptırdığı kopyasını kullanarak çaldığı, bu durumda hırsızlığın asıl anahtar kullanılmak suretiyle yapıldığnın kabulü gerektiği, bu durumda da zararın poliçe genel şartlarının 5/e maddesi gereğince teminat harici olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacının dükkanında bulunan bir miktar altının çalındığı ihtilafsız olup, ihtilâf hırsızlığın asıl anahtar, daha doğru bir deyişle asıl anahtarın evvelce temin edilen kopyasıyla işlenip işlenmediği, dolayısıyla zararın poliçe genel şartlarının 5/e maddesi gereğince teminat harici olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. O halde davada isbat külfeti davalıdadır. Davalı taraf, davada hırsızlığın asıl anahtarın evvelce temin edilen kopyası ile işlendiğini kanıtladığı takdirde poliçe genel şartlarının 5/e maddesi gereğince zararı karşılama yükümlülüğünden kurtulacaktır.
Hırsızlığın anahtar uydurulmak suretiyle işlenmesi mümkün bulunduğundan bilirkişi raporunun sonuç bölümüne itibar edilemeyeceği gibi, davacının kopya temin edilmiş olabileceği şeklindeki beyanları da tahmine dayalı olduğundan bağlayıcı sayılamaz. Dosyada hırsızlığın evvelce temin edilen asıl anahtar kopyası ile yapıldığı hususunda başka bir delile de rastlanmamıştır.
Bu itibarla, mahkemece yukarıda da açıklandığı üzere zararın teminat harici olduğu hususundaki isbat külfetinin davalıda olduğu nazara alınarak, ısbat külfeti davalı tarafa yükletilmeli, varsa bu konudaki başka delilleri istenmeli ve sonucuna göre bir karar tesis olunmalıdır. Anılan hususlar nazara alınmadan verilen hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, davacı vekili duruşmaya gelmediğinden davacı yararına ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.12.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|