 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E. 1992/3112
K. 1993/3405
T. 11.5.1993 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET Ticari defterlerdeki borç kaydının dayanağı olan belgeler olmadan, bu defterlerdeki kayıtlar esas alınamaz.
(6762 s. TTK. m. 66 vd.)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi)nce verilen 10.2.1992 tarih ve 495-79 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; davalının 27.9.1988 tarihine kadar müvekkili şirketin paydaşı ve yönetim kurulu üyesi bulunduğunu, o tarihe kadar şirket kasasından muhtelif zamanlarda ödünç paralar çektiğini, ancak alınan borç paranın şirkete ödenmediğini ileri sürerek (100.500.000) liranın 1.10.1988 tarihinden itibaren iskonto faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında; müvekkilinin ödünç para almadığını, istenen iskonto faizinin de yersiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan delillere göre davalının, davacı şirketteki payını 14.9.1988 tarihinde devrettiği, 27.9.1988 tarihinde de yöneticilik görevinden ayrıldığı hususunun ihtilafsız bulunduğu, yevmiye defterinde davalının yöneticilik yaptığı sırada (189.000.000) lira borç para almasına rağmen bunun (85.000.000) lirasını ödediğinin yazılı olduğu, bakiye (104.000.000) TL. borçtan 1987 sonu itibariyle davalının alacaklı bulunduğu (3.500.000) liranın düşülmesi ile şirketin (100.500.000) lira alacağı olduğunun anlaşıldığı, ancak davalıyı ödeme yapılırken tediye fişlerine imzasının alınmadığı, tahsilat yapılırken de makbuz verilmediği, bu nedenle işlemlerin usulüne uygun olduğu beyan edilemez ise de davalının, davacı şirketin yönetim kurulu üyesi olarak TTK.nun 336/3. maddesi uyarınca şirketin defter ve muhasebesinin düzgün tutulmasından şirkete, pay sahiplerine ve üçüncü kişilere karşı sorumlu bulunduğu, davalının fiilen bu defterleri tutmamış olmasının sorumluluğu ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, (100.500.000) liranın temerrüt tarihi olan 16.4.1990 tarihinden itibaren % 45 ve değişen oranları da faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar vermiştir.
Hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, davalının yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde şirketten borç aldığı paranın ödenmemesi sebebiyle bir tahsil davasıdır. iddia, şirket defterindeki kayda dayanmaktadır. Defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış ise de, bu inceleme yasaya uygun şekilde yapılmamıştır. Defter kaydına göre davalı, şirkete karşı borçlu görünmektedir. Davalının gerçekten borçlu olup olmadığının tesbiti için mahkemece davalının şirketteki hissesini 14.9.1988 tarihinde başkasına devrettiği ve 27.9.1988'de şirketle ilgisini kestiği dikkate alınarak şirket defterindeki borç kaydının hangi tarihte yazılmış olduğu, bu kayıtların yapıldığı yıllar sonu itibariyle defterlerin kapanış tastikinin yapılıp yapılmadığı, başka bir ifade ile bu kayıtların davalının şirketten ayrılmasından sonra yapılıp yapılmayacağı, kaydın yapıldığı tarihte şirket defterlerinin kim tarafından tutulmakta olduğu,davalının defter tutulmasında rolü olup olmadığı, defterlerdeki borç kaydının dayanağı olan tediye ve tahsil fişlerinin mevcut olmaması karşısında bu kaydın hukuken bağlayıcı olup olmayacağı irdelenmek ve incelenmek ve sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile davanın kabulü doğru olmamıştır.
S o n uç Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, davalı vekili için (iki dosya olduğu nazara alınarak) (200.000.er lira vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.5.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|