 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1992/1440
K: 1993/3782
T: 21.05.1993 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Asliye 7.Ticaret Mahkemesince verilen 20.12.1991 tarih ve 242-1208 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinden verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davacının davalı bankanın küçükyalı şubesinde bulunan hesabından 20.4.1990 tarihli 5.000.000 liralık çek kaşide ettiğini süresinde bankaya ibraz edilmeyen çekin aradaki alacak ilişkisinde kalmadığı halde davacıya iade edilmediğini, Cihan İslamoğlu adındaki hamilin çek tarihini 20.8.1990 olarak çekte tahrifat yaparak ve bunu yaptığınıda "not çekin tarihini ben değiştirdim Cihan İslamoğlu şeklinde yazarak imzaladığını, böylece tahrif edilmiş ve çek vasfını kaybeden çek 19.10.1990 tarihinde bu kezde çağlayan şubesine ibraz edilerek hesaptan çek bedeli kadar muhatap davalı tarafından ödeme yapıldığını TTK 724 maddesine göre çekin ödenmesinden doğan zararın muhataba ait olduğunu, bizzat başka görevli önündede hamil çekin tarihini değiştirdiğini belirttiği halde bankanın ödeme yapmakla sorumlu olduğunu izah edilen sebeplerle tahrif edilmiş çekin ödenmesinden doğan 5 milyon lira zararın ödeme tarihi itibari ile başka faizi yürütülerek davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacıya Küçükyalı şubesine ati hesabından çek karnesi verildiğini ve kaşide ettiğini, 10 gün geçtiği halde ibraz edilmediğini, davacının çekten caydığını bildirmediğini TTK. 711. maddesinde cayma halinde dahi ödeme yapılabileceğini çek taahhütnamesinin 9. maddesine göre tahrifat halinde ödeme hususunun bankanın takdirine bırakıldığını, çekin kaşidecisi ile cirantalar ve hamil arasındaki hukuki nünasebetler ile çek bedelinin ödenmemesi ile ilgili ihtilaflardan davalı bankanın sorumlu tutulamayacağını izah edilen sebeplerden dolayı davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya müdreracatında davalı bankanın çeki ödemekte tam kusurlu olduğu kanatine varıldığından davanın kabulü ile beşmilyon liranın 19.10.1990 ödeme tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu olayda, davacı davalı bankanın Küçükyalı şubesindeki çek hesabının sahibi olup bu hesaptan 20.4.1990 tarihiyle 65.000.000 lira bedelli çek kaşide ettiği ibraz süresinden sonra Cihan İslamoğlu isimli lamilin kaşide tarihini 20.8.1990 olarak değiştirdiği bu düzenlemeyide çekin arkasına yazarak imzaladığı 22.8.1990 günü takas ibraz edildiği ve bankanın Çağlayan Şubesinden 19.10.1990 tarihinde tahsil edildiği anlaşılmaktadır.
Öğretide çekle tahrifat çekin unsurlarının ya da çek üzerindeki beyanların değiştirilmesi yada silinmesi olarak tanımlanmaktadır.
Kural olarak çekin zaruri unsurlarından olan kaşide tarihinin kaşideci dışındaki bir kimse tarafından değiştirilmesi halinde bedelinin muhatap bankaca ödenmemesi gerekirdi. Ancak imzalarda sahtecilik olmaksızın çek tutarında da bir tahrifat yapılmamış ise çekin diğer unsurlarında sahtecilik yada tahrifat ancak çek tutarının gerek hak sahibi dışındaki bir kişi tarafından tahsil edilmesi halinde zarara yal açabilir. (Doc. Dr. Nurkut İnan Çek Rizikolarından doğan sorumluluk sayfa 34 ve 101)
Somut olayda cirolar arasında muntazam bir teselsül olduğu gibi imzalar ve bedel yönünden de sahtecilik iddiası yoktur. İbraz süresi geçtikten sonra ibraz edilen ve keşide tarihi değiştirildiğinden artık çek özelliğini kayıp ettiği ileri sürülerek çek bedelinin muhatapca ödeme yapıldığı iddia edilmektedir.
TTK.nun 724 maddesi dışında kalan sahtecilik ve tahrifat hallerinde zarar dağmamış ise muhatabın keşideciye karşı sorumluluğunun söz konusu olmıyacağı öğretide baskın giriş olarak savunulmaktadır. (Doç. N. İnan A.G.E. sayfa 140) TTK. nun 711/2. maddesi uyarınca ibraz süresi geçtikten sonra keşideci çekten caymamış ise mahatap banka zamanaşımı süresi içinde çeki ödemeye ve keşideciye rucu'a yetkilidir. Öte yandan mahkeme kararına dayanarak yapılan bilirkişi raporunun 4.sayfa (b) bendinde prof. S.Reisoğlu'nun kitabının 151. sayfa Dpn. 287'e gönderme yapılarak Yargıtay'ın Bankanın sahte yada tahrif edilmiş bir çeki ödemede çek taahhütnamesindeki borçtan kurtulma hükmünün geçersizliği sonucuna varıldığı görüşüne yer verilmiş ise de, açıklanan karar "Bankanın kaşidecinin imzasını tetkik etmeden tediyede bulunmasının ağır kusur teşkil edeceğine" ilişkin olmakla dava konusu olayda uygulama olanağı yoktur.
Mahkemenin kabulü gibi çek karşılığının muhatap bankadan tahsiline karar verilmesi halinde, ise davalının yanlış ödeme yaptığı hamile karşı istirdat isteminde bulunabileceği hamilin ise temel münasebete dayanarak keşideciye karşı alacak davası açabileceği bu halde ise, sonuç olarak davalının hamile ödeme yapmasında, davacının bir zararı gerçekleşmediği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmayış ve bu nedenle de hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 21.5.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|