 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1991/956
K: 1992/7920
T: 22.06.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 30.11.1990 tarih ve 745-910 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, Fransanın Paris şehrinde bulunan "C" şirketi tarafından keşide edilerek L.P. adındaki şahsa tevdi edilen (29.000) Frang tutarındaki çekin bu şahıs tarafından müvekkiline ciro edildiğini, müvekkilinin çeki davalı bankanın Denizli Şubesine tahsil için verdiğini, davalı bankanın çeki alıp Fransaya gönderdiğini, çekin ödenmeksizin Fransa bankası tarafından iade edildiğini, iade sırasında çekin İstanbul-Paris arasında kaybolduğunu davalının bildirdiğini, müvekkiline ait çeki davalı bankanın kaybettiğinden (29.000) Fransız Frangı çek bedeli olan (15.000.000) liranın yasal faizi ile birlikte bankadan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında; dava konusu kambiyo senedinin çek olmayıp poliçe olduğunu, poliçenin muhabir bankaya gönderildiğinin keşideci ile lehtar arasında anlaşmazlık olduğundan bahisle ödenmiyerek geri gönderildiği, bu gönderme sırasında postada kaybolduğunu, kusurlu olmadıklarını, ayrıca öncelikle senedin iptali davası açması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddiaya, savunmaya toplanan delillere göre; poliçe Paris İstanbul arasında postada kaybolmuş olup, davalının herhangi bir kusuru yoktur. Poliçe davalı bankada kaybolmuş olsa da davacı doğrudan doğruya davalı banka aleyhine senet bedelinin ödenmesi için dava açamaz, sadece senedin iptali davası açabileceğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, davalı bankanın poliçeyi kaybettiğini ve bu nedenle zarara uğradığını iddia ederek tazminat isteminde bulunmuş ise de, poliçenin kaybı nedeniyle davacının hasımsız olarak poliçenin iptali davası açması ve bu karara dayanarak keşideciden alacağını istemesi ve bu isteme rağmen sonuç alınamaması durumunda zararın doğması nedeniyle, ancak bu aşamadan sonra banka aleyhine dava açılabileceği hususunda dairemizin kökleşen uygulaması bulunmasına göre sonucu itibariyle doğru olan yerel mahkeme kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hüküm onanmasına, aşağıda yazılı bakiye 6.800.- TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 22.6.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.