 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1991/9230
K: 1991/1030
T: 18.02.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Beyoğlu Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 24.10.1989 tarih ve 909-867 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı şirkete "Motorlu Kara Nakil Vasıtaları Müşterek Sigorta Poliçesi" ile sigortalı bulunan müvekkiline ait araçtan 2 kez hırsızlık yapıldığını ve toplam 6.765.200 TL'lık mal çalındığını, araçtaki malların da 5.000.000 TL'ya kadar sigortalı olmasına rağmen davalının zarar tutarlarını ödemediğini, 1. olayda poliçenin iptaline rıza gösterilmesi halinde 1.545.000 TL ödeyeceğini bildirdiği halde de, 2. olay nedeniyle eksper dahi göndermediğini, hırsızlık hadiselerinin araç park halinde iken gece olduğunu, belirterek, toplam 6.765.200 TL'nın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, araçtaki malların mal kasko sigortası şartları dahilinde sigortalandığını ve poliçe genel şartlarının 1/A/B ve 1/C maddeleri uyarınca teminat dışı olduğunu, ayrıca kabul anlamına gelmemekle birlikte 1. olaydaki zararın 1.545.000 lira olduğunu ve bu nedenle hakem-bilirkişiye gidilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, araçtaki malların mal kasko sigortası şartları dahilinde sigortalandığı ve sigorta genel şartlarının 1/C maddesinde belirtilen şekilde meydana gelmiş bir zararın söz konusu olmaması sigortalı aracın çalınması veya çalınmasına teşebbüs edilmesi sonucunda meydana gelen zarar ve hasar içindeki mallara da şamil olmak üzere sigorta teminatına dahildir nedeniyle zararın teminat harici olduğu sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Aracı ile seyyar satıcılık yaptığı anlaşılan davacının 1.2.1988 tarihli "Motorlu kara Nakil Vasıtaları Müşterek Sigorta Poliçesi" ile aracı yanında, ayrıca aracında bulunan malları da 5.000.000 TL'ye kadar davalı şirkete sigorta ettirdiği hususu ihtilafsızdır.
Ancak, davalı şirket malın kasko sigortası şartları dahilinde sigortalandığını ve araçla birlikte çalınma veya araçla birlikte çalınmaya teşebbüs söz konusu olmaması nedeniyle de zararın teminat dışı olduğunu savunmuş ve mahkemece de benzer gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa dosyada bulunan sigorta poliçesi ve (Kısmi Çalışma Klozu)ndan, motorlu kara taşıt araçları kasko sigorta genel şartlarının hilafına, gerek tekerlek ve lastiklerin gerekse poliçeye ayrı ayrı dercedilmiş olmak kaydıyla teferruat ve edevatın çalınması halinde zararın araçla birlikte çalınmış olma şartına bağlı olmaksızın teminata dahil edildiği anlaşılmaktadır. Ek klozun bu hükmü karşısında davalı savunmasına ve bilirkişi raporuna itibar edilemez. Araçta bulunan alet ve edevat ve lastik tekerlekler dahil tek başına çalınma halinde de teminat kapsamında olduğuna göre poliçede ayrıca gösterilen malında teminat kapsamında bulunacağı tabiidir. Bu itibarla mahkemece hırsızlığa karşı sigorta bulunduğu ve davalının isbat edilmek kaydıyla zarardan sorumlu olacağı gözönünde bulundurularak, zararını isbat etmesi için davacıya ispat imkanı tanınmak ve sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 18.2.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.