 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1991/856
K: 1992/7907
T: 22.06.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Beyoğlu Asliye 1. Ticaret Mahkemesince verilen 18.12.1990 tarih ve 254-203 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait aracın 12.9.1989 tarih ve 0/44702/53914 no'lu birleşik sigorta poliçesiyle tam kasgo sigortalı olduğunu, bedelin ise (25.000.000) lira olduğunu bu aracın Samsun'dan Sinop'a giderken R.Ç. yönetiminde takla atarak hasar gördüğünü, hurda değerinin (8.000.000) TL olduğunu bu miktarın tenzili ile (17.000.000) TL'nın 22.9.1989 tarihinden itibaren % 45 reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında; "X" plakalı aracın kaza tarihinde, sigorta edildiği tarihte ve dava tarihinde davacının mülkiyetinde bulunmaması nedeniyle davacının dava açma hakkı bulunmadığı, aracın hasarlandıktan sonra sigortalanmış olduğunun tesbit edildiği, sigorta sözleşmesinin bu durumda hukuken geçerli olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddiaya, savunmaya, toplanan delillere göre sigortalı araç 26.7.1989 tarihinde davacı tarafından D.Ş. adlı şahsa satıldığı, satış sözleşmesinde aracın alıcıya teslim edildiği, sözleşmede mülkiyeti muhafaza kaydı bulunmadığı, hernekadar bu satış işleminin trafik siciline 30.10.1989 tarihinde yani sigorta sözleşmesi ve poliçesinin düzenlendiği 12.9.1989 tarihinden ve olayın meydana geldiği 22.9.1989 tarihinden sonra tescil edildiği anlaşılmış ise de aracın mülkiyeti sözleşmenin düzenlenmesi ve aracın teslimi ile (MK. nun 687) göre D.Ş.'ye geçtiği olayın meydana geldiğinde davacının laki durumda bulunmadığından ve her ne kadar TTK.nun 1272. maddesi gereğince diğer bir kimsenin nam ve hesabına dahi sigorta sözleşmesi yapılabilir ise de; olayda böyle bir durumun söz konusu olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davacının TTK.nun 1269 maddesinde sayılan kişilerden olduğunu isbat edememiş olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına, aşağıda yazılı bakiye 4.100 lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 22.6.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.