 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1991/4992
K: 1992/11613
T: 22.12.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10.4.1991 tarih ve 1099-383 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 27.10.1992 gününde davacı avukatı (G.A.) ile davalı avukatları (E.M.) ve (D.E.) gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili; tarafların boya ve benzeri kimyasal ürünlerin üretimi ile iştigal ettiklerinin, davalının bir süreden beri renk kartelalarında, tabela ve diğer bazı reklamlarında (Boyada 1.) şeklinde bir slogan kullanmak suretiyle müvekkili ve diğer boya firmalarına karşı haksız rekabete girdiğini, TTK.'nun 57/3-4. maddesi hükmüne aykırı olarak alıcılar üzerinde yanıltıcı etki yarattığını, fiilin iktisadi rekabetin hüsnüniyet kaidelerine aykırı bir şekilde suiistimali olduğunu ileri sürerek davalının haksız rekabetinin men'ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; reklamın yanlış veya yanıltıcı olduğu objektif ölçülere göre kaıtlanabildiği hallerde o reklamın aldatıcı olduğunun söylenebileceğini, oysa müvekkilinin reklamının yanlış ve yanıltıcı niteliği bulunmadığını, üstünlük (iddia) () eden mesajı olmadığını ve mukayeseye girişmediğini, dava açılması için zarara uğramak veya zarar tehlikesi içinde bulunmak gerektiğini savunnarak davanı reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak bir boya mamülünün birinci olarak nitelenmesi ile onun boya piyasasının en iyi mamülü olduğu izleniminin doğmasının kaçınılmaz bulunduğu, ne bakımdan olduğu anlaşılmayan genel bir birincilik iddiasının yanıltıcı özellik taşıdığı ve diğer firmaları alıcılar nezdinde ikinci konuma ittiği, bu durumda davacının zara görmemesi veya zarar tehlikesi içinde olmamasının tabiata ters düştüğü, davalının eyleminin TTK.'nun 56. ve 57/3. maddeleri gereğince haksız rekabet oluşturduğu gerekçesiyle davalı reklamlarındaki bu sloganın çıkartılması suretiyle haksız rekabetin men'ine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasıa göre davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerden dolayı davalı vekilinin bütü temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulua hükmün onanmasına, (250.000-) TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine aşağıdaki yazılı bakiye (3.300-) TL. temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 22.12.1992 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.