 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1991/4661
K: 1992/10994
T: 30.11.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı vekili, davalının Almanya'da çalıştığı dönemde ihtiyarlık sigorta primlerini bölge Eyalet sigortasında biriktiğini, davalının yurda kesin dönüş yaparken elindeki belgelere göre davacı müvekkili bankanın, davalıya 24.080. DM tutarındaki kredi verdiğini, davalının bu primleri kendi adına tahsil edebilmesi için davacı bankaya vekaletnameyle tahsil yetkisi verdiğini, davacının davalıya ödediği miktarı dava dışı sigortadan talebettiğinde, kendisine 11.024. TM.'lık ödemede bulunduğunu, davalıdan fark 13.056 DM istemesine rağmen bu miktarı müvekkiline iade etmediği gibi, aleyhine yapılan icra takibine de itirazda bulunduğunu ve haksız zenginleştiğini ileri sürerek 4.11.1985 4.2.1988 devresi kur farkı ve % 30 yasal faizi ile birlikte (1.861.785) TL.'sının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacıya borcu bulunmadığını, davacın belgelere göre hesabı kendisinin çıkarttığını, müvekkilinin bir kusuru bulunmadığını beyanla, haksız açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosyadaki bilgi ve belgelere, bilirkişi kurulu raporuna göre taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ödünç sözleşmesi olduğu, hukuki muameleler dolayısıyla Alman hukukunun yetkili olduğu, davalının da Alman yasası hükümleri gereğince sigorta prim farkı bedelini, sigorta kurumundan tahsil etmeye, davacı bankanın açmış olduğu kredinin karşılığı olarak uhdesinde tutmağa ve bundan dolayı noksan kalan farkın ödünç sözleşmesi gereğince davalıya rücu hakkına haiz olduğu gerekçesiyle davacının talebi yerinde görülerek davanın kabulüne, taleple bağlılık ilkesine göre (1.861.785.,) TL.'sının temerrüt tarihi olarak kabul edilen 3.10.1986 tarihinden itibaren muavele gereği şart olan aylık % 11 üzerinden temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı. davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacının icra takibi yaptığı ve ödeme emrinin 3.10.1986 tarihinde davalıya tebliğ edildiği anlaşılmasına göre faize başlangıç kabul edilen tarih, davalı lehine olduğundan bozma sebebi sayılmıştır. Ancak dava Türk parası üzerinden açılmış olup % 30 oranında temerrüt faizi istendiğinden mahkemece istek miktarı gözönünde tutularak ve dava tarihinden itibaren % 30 temerrüt faizine hükmetmek gerekirken, aylık % 11 faize hükmedilmesi doğru olmadığından hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 30.11.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.