 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E. 1991/4477
K. 1992/11239
T. 8.12.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET Asıl taşıyıcı olan davacı, taşınan malın. hasara uğraması nedeniyle sigortacıya ödediği bedeli alt taşıyıcı davalıdan istemiş bulunmaktadır. Dava, taşıma sözleşmesine dayandığına göre, bu davada TTK.nun 767 ve 787. maddeleri hükümlerinin uygulanması gerekir.
(6762 s. TTK. m. 767, 787)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi)ne verilen 4.6.1990 tarih ve 565-193 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davalının sürücüsü bulunduğu araçta taşınan malzemenin hasarlanması nedeniyle taşıyıcı bulunan müvekkilinin, sigortacıya tazminat ödediğini ileri sürerek (1.370.540) liranın banka iskonto faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, malın alıcısı tarafından hiç bir ihtirazı kayıt konulmaksızın teslim alındığını bir yıllık dava zamanaşımı süresi dolduktan sonra dava açıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkeme; iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacının aleyhine sigorta şirketince açılan davada (745.000) liraya hükmedildiği bu nedenle bu miktar için davanın kabulü gerektiği gerekçesiyle (745.000) liranın 8.4.1987 tarihinden itibaren % 45, 23.10.1989 tarihinden itibaren %54faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve fazla istemin reddine karar vermiştir.
Hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Asıl taşıyıcı olan davacı, taşınan malın hasara uğraması nedeniyle sigortacıya ödediği bedeli alt taşıyıcı davalıdan istemiş bulunmaktadır. Davacı, hasar bedelini 16.3.1988 tarihinde ödemesine rağmen iş bu davayı 23.10.1989 tarihinde açmıştır. Dava, taşıma sözleşmesine dayandığına göre, bu davada TTK. 767 ve 787. maddeleri hükümlerinin uygulanması gerekir. Davalı süresinde verdiği cevapta davanın bir yıl içinde açılmadığını ileri sürerek zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Az önce açıklanan yasa hükümlerine göre davanın bir yıllık zamanaşımı süresi içinde açılması gerekirken bu süre geçmiş olduğu anlaşılmasına göre, davanın zamanaşımı yönünden reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, Ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 8.12.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.