 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1991/428
K: 1991/410
T: 01.02.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Muammer Bezirci, Mithat Hodan vs. ile Türkiye Denizcilik İşlt.gen. Md. arasındaki davadan dolayı İstanbul Asliye 7. Ticaret Mahkemesince verilen 12.9.1989 gün ve 3-777 sayılı hükmü bozan dairenin 6.11.1990 gün ve 446-7045 sayılı ilamı aleyhinde davacılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, davalı işletmeye ait (Karadeniz) gemisinin, seyir halinde iken makina dairesinde çıkan yangın nedeniyle makinalarının stop etmesi sonucu gemi adamlarının sevk ve idaresinden çıktığını, davacıların çalıştığı ve davalı işletmeye ait ayvalık gemisine verilen talimata istinaden Karadeniz Gemisinin uzun çabaları sonucu çekerek kurtardığını, talebe rağmen kurtarma ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek, kurtarma ücretinden kaptan ve personel hakları tutarı olan 20.000.000 liranın ve birleştirilen davada 30.000.000 liranın ücret hakkının doğduğu 24.8.1985 tarihinden dava tarihine kadar % 30 dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili ayvalık gemisine kurtarma ve yardım talebi yapılmadığını, Karedeniz gemisindeki yangının daha önce söndürüldüğünü, tehlike ortamı kalktıktan sonra Ayvalık gemisinin çekme işlemini yaptığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, olayın kurtarma ve yardım niteliğinde olduğu ve davacıların ücrete hak kazandıkları gerekçesiyle davanın kabulüne dava tarihinden itibaren % 30 faiziyle tahsiline dair verilen hüküm, Dairenin 6.11.1990 tarih ve 90/446-7045 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre davacılar vekilinin HUMK.nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davacılar vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK.nun 442. maddesi gereğince REDDİNE, eksik alındığı anlaşılan 5.500 lira karar düzeltme harcı ve 3506 sayılı yasa ile değiştirilen HUMK.nun 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 15.000 lira para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 1.2.1991 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Karadeniz gemisinde çıkan yangının gemiye hareketsiz duruma getirip, hava ve denizin etkisi altında bıraktığı ayvalık gemisinin uzun süren çalışma sonucu Karadeniz gemisini deniz tehlikesinden kurtarıp emniyet altına aldığı olayın akışına göre Ayvalık gemisinin kurtarma çalışmalarını fiilen yapıp kurtarma ve yardımı gerçekleştirdiği, bu suretle kurtarma ve yardım ücretine müstahak bulunduğu tartışmasızdır. Nitekim Karadeniz gemisi donatanı, T.Denizcilik İşletmesi Genel Müdürlüğünün davalı Ray Sigorta aleyhine açtığı hakem davasında, da olayda kurtarma ve yardımın varlığı ve davacının kurtarma ve yardım üc retine hak kazandığı kabul edilmiştir.
Yerel mahkeme ile Daire arasındaki uyuşmazlık, kurtarma ve yardım ücretinin tesbiti yöntemine ilişkin bulunmaktadır.
Taraflar arasında ücret hususunda bir sözleşme bulunmamaktadır. TTK'nun 1225/1. maddesine hükmüne göre taraflar arasında bir sözleşme yoksa, kurtarma ve yardım ücreti, durumun gereği gözetilerek hak ve nasafet çerçevesinde belirlenir. TTK'nun 1226. maddesinde ücretin belirlenmesinde gözetilecek hususlar olarak "elde edilecek netice, çalışmış olanların emeği ve hizmeti, emniyet altına alınan veya kurtarılan geminin içindeki cen ve malların maruz kaldıkları tehlike, yardım ve kurtarmaya iştirak etmiş olanların kendileri ve gemileri için göze aldıkları tehlike, sarf edilen zaman, meydana gelen zararlar ve yapılan masraflar kurtarma ve yardıma iştirak etmiş olanların göze aldıkları tazmin mesuliyeti veya diğer mahzurlar, tehlikeye soktukları malzemenin değeri ve yardım eden veya kurtaran gemi hususi bir maksada tahsis edilmişse bu maksat" başlıca unsurlar arasında sayılmıştır. Kurtarılan varlıkların değeri, navlun ve yolcu taşıma ücretleri, ücretin belirlenmesinde ikinci derecede gözönünde tutulacağı öngörülmüştür. (TTK md. 1226/2) Bürüksel Konvaasiyonunun 8. maddesinde de aynı esaslar kabul edilmiştir. (3226 sayılı Kanun, Resmi Gazete 23.6.1937)
Bilirkişi kurulu 10.4.1989 tarihli raporunda, gemi ve içindeki yolcuların ve yükün tehlike altında olması, Ayvalık gemisi kaptan ve gemi personelinin biten bir sefere rağmen hemen seyire geçip kurtarma çalışmaları yapmaları suretiyle olayda sepkettikleri mesai, kurtarmanın 5 saatlik bir süre devam etmesi, Ayvalık gemisinin bir kurtarma gemisi olmaması ve buna uygun gereçleri bulunmamasına rağmen kurtarma işlerini gerçekleştirmesi, ayrıca her iki geminin de yolcu gemisi olması nedeniyle kurtarma ve yardımdaki hataların kapsamlı zararlar doğurabilmesi tehlikesine rağmen faydalı netice elde edilip (Karadeniz) gemisinin kurtarıldığı gözönünde tutularak (Ayvalık) gemisinin yaptığı bu kurtarma yardım hizmetine TTK 1125 ve 1226. mad deleri gözetilerek 150.000.000 lira ücçret tayin ve takdir edildiği, diğer taraftan, kurtarılan (gemi değeri 920.000.000 TL + yük ve navlun değeri 378.000.000 TL = 1.298.000.000) lira değerlere nispet edildiğinde tayin ve takdir edilen kurtarma ücreti bu kıymetlerin yaklaşık % 12,5'na tekabül etmektedir ki bu da tatbikata, hak ve nesafete uygun bir kurtarma ücreti miktarını oluşturduğunu belirtmişlerdir. Aslında bilirkişilerin 920 milyon lira gemi değeri üzerinden buldukları. 2.398.000.000 liralık kurtarılan değer esas alınırsa, takdir edilen ücret bu değerlerin % 8,65'ini, gemi değeri, tahkim davasındaki 805.000.000 TL (+-378.000.000 TL = 1.183.000.000) lira esas alınırsa kurtarılan değerlerin % 7.88'ine tekabül etmektedir ki gemi değerlerinin farklı alınması bu orana etkisi önemsiz olup, uygulamadaki oranın çok altında, hak ve nesafete uygun olduğu anlaşılmaktadır.
Kurtarılan gemi değeri ile yük değerinin belirlenmesi, ödenecek ücretin azami haddinin tayin edilmesi, diğer bir anlatımla kurtarılan gemi donatanının mahdut ayni sorumluluğunun tayini bakımından önemlidir. TTK'nun 1222. maddesine göre kurtarma ve yardım ücreti emniyet altına alınan veya kurtarılan şeylerin değerini geçemez.
Ayrıca bozma ilamında açıklandığı gibi hakem davasında alınan gemi değeri ile ilgili bilirkişi raporu, tarafları değişik bu davada kesin delil nitleiğinde olmadığından, ikinci davasın taraflarını bağlamaz. Hakim birinci hakem davasındaki bilirkişi raporu ile yetinebilir. Ancak bu hal birinci davada taraf olmayan kişinin iddia ve savunma hakkını kullanmasını kısıtlamaz.
Bu itibarla dava konusu olayda, kurtarma ve yardım ücreti TTK'nun 1225 ve 1226. maddelerinde açıklanan unsurlar öngörülerek hak ve nesafete uygun olarak tayin ve takdir edilmiş olduğundan, gemi değerinin kesinkes tayininin belirlenen ücret miktarına göre zorunluluk bulunmadığından, hakem davasında tayin edilen gemi değeri bu davada tarafların ayrı olması bakımından kesin delil teşkil etmeyeceğinden, esasen bunun ücretin tayin ve takdirinde etkili olmadığından bu konuda bilirkişilerden ek rapor alınmasına gerek bulunmamaktadır. Bozmanın ikinci bendindeki faiz oranı ile ilgili husus hakkında yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından hükmün düzeltilerek onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 1.2.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı