 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1991/3710
K: 1991/4031
T: 14.06.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İskenderun 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 10.4.1990 tarih ve 589-292 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 14.5.1991 gününde davacı avukatı A. ile davalı Av. D.galip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirkete ait üzerinde fabrika binası bulunan taşınmazın 1/5 hissesinin 18.7.1984 günlü yönetim kurulu kararına istinaden 2.8.1984 tarihinde, aynı zamanda müvekkili şirketin yönetim kurulu üyesi olan davalıya 7.000.000 TL'sı bedelle satıldığını, bu satışın TTK. 334. maddesine aykırı olup, yönetim kurulu üyelerinin üyesi oldukları şirketlerle ticaret yapmayacaklarını, ayrıca genel kuruldan gerekli iznin alınmamış olduğunu, bu sebeple davalıya yapılan 1/5 gayrimenkul hisse satışının batıl olduğunu iddia ederek, davalı adına satışı yapılan 1/5 hisse satışının tapu kaydının iptali ile müvekkili şirket adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yapılan gayrimenkul hisse satışının ticari bir işlem olmadığını, yönetim kurulu üyesi olan mükvekkili hakkında genel kuruldan dava açılması için izin alınmadığını, esasen daha önceki genel kurulda hesapların ibra edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan kanıtlara nazaran, yargılama devam ederken davacı şirketin 4.6.1989 günlü genel kurul toplantısında bu davanın devamına icazet verildiği, dava konusu taşınmazın 1/5 hissesinin yönetim kurulu kararına dayanılarak davalıya satışından sonra yapılan genel kurul toplantısında bilançonun görüşülmediği, davalının başkanı olduğu şirketten taşınmaz hissesi satın almasının TTK. 334. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptaline davacı şirket adına tapuya tesciline, muhakeme veznesine depo edilen 7.000.000 TL'nın davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 150.000 lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, davacı vekili geldiğinden 250.000 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 14.6.1991 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı anonim şirket yönetim kurulu 18.7.1984 günlü kararında, şirketin mali krizi nedeniyle taşınmaz malının satışına karar vermiş ve bu karar uyarınca da 2.8.1984 tarihinde davacı şirketin taşınmaz malının 1/5 payı 7.000.000 TL. karşılığında davalı yönetim kurulu başkanına satılmış bulunmaktadır. İş bu dava ise 30.6.1988 tarihinde açılmıştır.
Davacı şirket, yönetim kurulu başkanına yapılan taşınmaz mal satışı nedeniyle icazet için genel kurula başvurmadan satışın batıl olduğu iddia ile bu davayı açmıştır. Bu tür davalara uygulama olanağı bulunan TTK.nun 334. maddesinde, işlemin batıl olduğu öngörülmüş ise de, öğretide bu işlemlerin ancak iptalinin istenebileceği ve batıl olduğunun ileri sürülemeyeceği kabul edilmektedir. Geçrekten, şirketle işlem yapma yasağına sonradan şirketçe icazet verilebileceğine göre, bu tür işlemler batıl olmayıp, ancak kabili iptalidir.
Öte yandan, şirketle işlem yapma yasağına şirketçe önceden izin verilebileceği gibi sonradan da bu işleme icazet verilerek geçerlik tanınabilir. İcazet açık olabileceği gibi zımni de olabilir. Davacı şirket taşınmaz malını 2.8.1984 yılında satmış ve dava tarihine kadar dört yıla yakın bir zaman bu işleme itiraz etmemiştir. Ayrıca, davacı şirket mali kriz nedeniyle satış bedelini kullanmış, yani bu satışı benimsemiştir. Satıştan itibaren dava tarihine kadar uzun bir süre geçtikten sonra yönetim kurulu başkanı ile yapılan işleme itiraz edilmesi, MK.nun 2. maddesi uyarınca iyiniyetle de bağdaşmaz.
Açıklanan bu bu duruma göre, davacı şirket taşınmaz mal satışına uzun bir süre itiraz etmediği gibi, satış bedelinin de az olduğunu öne sürmemiş ve dolayısıyla işleme zımni icazet vermiş, ayrıca olayların akışına göre mali durumu düzeldikten sonra şirketin bu davayı açması MK.nun 2. maddesine aykırı görülmüş olmakla, yerel mahkeme kararının bozulması düşüncesiyle, çoğunluğun onama kararına katılma olanağı bulunmamıştır.